Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2025 yılında Kur Korumalı Mevduat'tan (KKM) çıkışın tamamlanacağını açıkladı. Dezenflasyon sürecini hızlandırmak için KKM’den çıkmanın önemli olduğunu belirten Şimşek, fiyat istikrarını sağlamanın uzun vadeli bir çaba gerektirdiğini söyledi.

Şimşek, “KKM’nin cazibesini azaltmak için tüzel kişilere yönelik vergi istisnasını kaldırdık, bireysel mevduatlara stopaj getirdik. Döviz yükümlülüğü olan firmalar için kur korumalı destek kaldırıldı. Bu adımlarla KKM’deki azalış 71 haftadır kesintisiz sürüyor” dedi. Ağustos 2023’te 144 milyar dolara ulaşan KKM stokunun Aralık 2024 itibarıyla 32,8 milyar dolara gerilediğini ve KKM’nin toplam mevduatlar içindeki payının yüzde 5,9’a düştüğünü belirtti.

BÜTÇE AÇIĞI VE MALİ DİSİPLİN HEDEFLERİ

Bütçe açığındaki gelişmelere değinen Şimşek, 2023’te deprem harcamalarının etkisiyle bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 6,4 öngörüldüğünü, ancak uygulanan politikalarla bu oranın yüzde 5,2 seviyesine gerilediğini belirtti. 2024 yılında bu oranın yüzde 4,9 olarak gerçekleşmesini beklediklerini söyledi.

Mali disiplini sağlamak için bütçe açığını azaltmaya devam edeceklerini vurgulayan Şimşek, “2025 yılında bütçe açığının milli gelire oranının düşmesiyle negatif mali etki azalacak” dedi. Vergi gelirleri ve kamu harcamalarının daha verimli yönetileceğini ifade etti.

ENFLASYONLA MÜCADELE VE DEZENFLASYON POLİTİKASI

Şimşek, enflasyonun düşmeye devam edeceğini belirterek, bu süreci desteklemek için para politikasına ek olarak arz yönlü politikalar uygulayacaklarını söyledi. “Gıda, konut ve enerji sektörlerinde arzı artırarak enflasyonu aşağı çekmeyi hedefliyoruz” dedi.

Gıda arzını artırmak için sulama projeleri, arazi toplulaştırması, gıda lojistiği ve ihtisas bölgelerine yönelik desteklerin devam edeceğini açıkladı. Sosyal konut projeleri ile konut arzının genişletileceğini belirtti. Enerji dönüşümünde yerli ve yenilenebilir kaynakların öncelikli olacağını vurguladı.

CARİ AÇIKTAKİ DÜŞÜŞ VE 2025 HEDEFLERİ

Şimşek, Mayıs 2023’te 55,6 milyar dolar olan cari açığın Ekim 2024’te 7,7 milyar dolara gerilediğini açıkladı. Milli gelire oranla yüzde 0,8 seviyesine düşen cari açığın, azalan enerji maliyetleri, düşen altın ithalatı ve turizm gelirlerindeki olumlu gelişmelerle desteklendiğini söyledi.

2024 yılında cari açığın milli gelire oranının yüzde 1’in altına düşmesini beklediklerini belirten Şimşek, 2025 yılında ise bu oranın yüzde 2 seviyesinde kalacağını öngördü.

VATANDAŞIN ALIM GÜCÜ VE GELİR DAĞILIMI

Şimşek, gelir dağılımındaki bozulmanın giderilmeye başlandığını ifade ederek, “2023 yılında gelir dağılımında adalet yeniden sağlanmaya başladı. Çalışanların milli gelirden aldığı pay son 26 yılın en yüksek seviyesine ulaştı” dedi.

Uygulanan politikalarla vatandaşın alım gücünün artacağını ve gelir dağılımındaki düzelmenin devam edeceğini söyledi.

KÜRESEL EKONOMİDEKİ GELİŞMELER VE TÜRKİYE’NİN KONUMU

Küresel ekonomide korumacılığın arttığı bir süreçten geçildiğini belirten Şimşek, Türkiye’nin güçlü ticaret ağlarıyla bu sürece dayanıklı olduğunu söyledi.

Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki büyümenin 2025 yılında hızlanacağını ifade eden Şimşek, “ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) faiz indirimine gidecek. Bu durum gelişmekte olan ülkeler için olumlu bir etki yaratacak” dedi.

Türkiye’nin Gümrük Birliği ve serbest ticaret anlaşmaları sayesinde 30 trilyon dolarlık bir pazara entegre olduğunu vurguladı. Üretimin yerelleştiği ve tedarik zincirlerinin dost ülkelere kaydığı bu dönemde Türkiye’nin önemli avantajlara sahip olduğunu belirtti.