TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Dr. Merdan Yanardağ ve Prof. Dr. Emre Kongar, 18 Dakika programında Cumhuriyet Halk Partisi’nin olağanüstü kurultayını değerlendirdi. Programda, Türkiye siyasetinin tarihsel kırılma anlarına ve bugünkü iktidarın dayandığı zemine dikkat çekildi.
Yanardağ kurultayı genel olarak analiz etti.
Yanardağ, 27 Mayıs’ın darbe değil, anayasal müdahale olduğunu vurguladı. Demokratikleşme hamlesi olarak tanımladığı 61 Anayasası’nı hatırlattı. “Sıfır baraj, siyasi yasakların kalkması, af ilanı” gibi düzenlemelere işaret etti. Müdahalenin genç subaylar hareketi olduğunu belirtti. 1974 Portekiz Karanfil Devrimi’yle benzerlik kurarak, “Darbeci değil, diktatörlük karşıtı bir harekettir” dedi.
28 Şubat tartışmalarına da değinen gazeteci, sürecin siyasal İslamcıların devletle kurduğu ahlaksız ilişkiyi sonlandırma çabası olduğunu söyledi. Sürecin birçok eksik taşıdığını ifade etse de, AKP’nin bu dönemin açtığı yoldan yürüdüğünü kaydetti. “Necmettin Erbakan’ı tasfiye edip Amerikancı bir parti kurdular” değerlendirmesini yaptı. Özgür Özel’in AKP’yi Amerikan mandacılığıyla suçladığını hatırlattı: “Sizi Amerikan mandası da kurtaramayacak.”
İKTİDARIN İKİNCİ HAMLESİ KURULTAYDA ENGELLENDİ
Programda kurultayın siyasi işlevine özel vurgu yapıldı. İstanbul Belediyesi’ne kayyım atama girişiminin kitle hareketiyle engellendiği hatırlatıldı. CHP’ye yönelik darbe planının ikinci ayağının bu kurultayla boşa çıkarıldığı belirtildi. Partinin miting ve direniş çizgisinden geri adım atmadığı ifade edildi.
Parti tabanında yüksek bir özgüvenin hâkim olduğu aktarıldı. Yurttaşların erken seçim ve özgürlük talebiyle imza topladığı, milletvekilleriyle temasa geçtiği belirtildi. İmza kampanyalarının örgütlü biçimde yürütüleceği ifade edildi. “CHP durduğu an, yenilgi kaçınılmaz olur” değerlendirmesi dikkat çekti.
DENİZİN ÖTESİNDEN DESTEK GELMEDİ
Denge ve Dayanışma Listesi’ne dair tartışmaların da altı çizildi. Listenin Oğuz Kaan Salıcı tarafından oluşturulduğu, eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu listeye karşı çıkmadığı belirtildi. Katıldığı canlı yayında doğrudan destek açıklamasa da “Hayır” demeyerek listeye mesafesiz durduğu ifade edildi. Ancak kurultay sonucunda listedeki hiçbir ismin Parti Meclisi’ne seçilemediği, tamamının yedek kaldığı aktarıldı.
ŞİMŞEK’İN GİRİŞİMİNE SERT TEPKİ
Kurultayda yaşanan bir başka başlık da Berhan Şimşek’in adaylık girişimiydi. Programda bu girişim bir “şov” olarak değerlendirildi. Şimşek’in ne imza sürecinde ne de eylemlerde yer aldığı belirtildi. Adaylık için gerekli imzayı toplayamadığı, süresini geçirdiği ve Divan’dan ek süre istediği ifade edildi. Yandaş medyanın olayı büyütmesinin bilinçli bir tercih olduğu vurgulandı.
“Yurttaşlar ve delegeler tarafından protesto edildi. Neredeyse tartaklanacaktı” denildi. Bu girişimin kurultay salonunda karşılık bulmadığı belirtildi. Direniş kurultayı olarak tanımlanan bu sürecin, kişisel çıkarlar için istismar edilemeyeceği ifade edildi.
İKTİDARA ELEŞTİRİ: “İÇ CEPHEYİ AKP BÖLDÜ”
İç cephe tartışmalarına da değinildi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “İç cephenin tahribatına izin verilmez” açıklaması hatırlatıldı. AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in benzer mesajına karşılık, iç cepheyi asıl dağıtanın mevcut iktidar olduğu savunuldu.
“İnanan-inanmayan, Alevi-Sünni, Türk-Kürt” gibi kimlikler üzerinden toplumun parçalandığı belirtildi. “15,5 milyon seçmeni olan partinin adayını tutuklayıp yerine kayyım atamak iç cepheyi mi güçlendirir?” sorusu yöneltildi. Programda, toplumdaki en büyük bölünmeyi yaratan gücün AKP iktidarı olduğu vurgulandı.