14 Mayıs 2025 akşamı TELE1’de canlı yayımlanan “18 Dakika” programında TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Dr. Merdan Yanardağ ile Prof. Dr. Emre Kongar gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Programda Lozan Antlaşması, Kürt isyanlarının tarihi, AKP-MHP iktidarının “çözüm” çıkışı ve Abdullah Öcalan’ın geçmişte yaptığı açıklamalar masaya yatırıldı.
“SEVR BİLİNCİ OLMADAN LOZAN TARTIŞILAMAZ”
Yanardağ, programda bazı çevrelerin Lozan Antlaşması’nı “toprak kaybı” olarak nitelemesini sert ifadelerle eleştirdi. Şu sözlerle konuşmasına başladı:
“Lozan toprak kaybıyla sonuçlanmış diyen anlayış, Osmanlı’nın Birinci Dünya Savaşı’nda yenildiğini, ülkenin işgal edildiğini, Polatlı’ya kadar gelindiğini bilmeyen bir cehalet örneğidir. Bu, Sevr’den habersiz bir yaklaşımdır.”
Sevr Antlaşması’nın Türkiye’ye yalnızca “Kırşehir, Nevşehir, Ankara” gibi sınırlı alanlar bıraktığını, İstanbul ve Boğazlar dahil olmak üzere tüm ülkenin emperyalist güçler arasında paylaşıldığını hatırlatan gazeteci, “Lozan devrimci bir atılımdır. Bölge halklarının, Kürtlerin de çıkarınadır” vurgusunda bulundu.
“İNÖNÜ, LOZAN’DA TÜRK VE KÜRTLERİN ADINA BULUNDU”
Konuşmasının devamında İsmet İnönü’nün Lozan görüşmelerinde yaptığı tarihi konuşmaya dikkat çeken Yanardağ, “İsmet Paşa orada ‘Ben Türk ve Kürt halklarının temsilcisi olarak buradayım’ dedi. Heyette iki Kürt milletvekili vardı” sözleriyle Lozan’ın çok halklı karakterine işaret etti.
Bu hatırlatmayı yaptıktan sonra AKP-MHP iktidarının yeni anayasa hazırlıkları ile sürdürdüğü ittifak arayışını da eleştirdi.
“YENİ BİR CUMHURİYET KURMAK” GİRİŞİMİNE TEPKİ
AKP’li danışman Mehmet Uçum’un “Cumhuriyetin kuruluşunu tamamlamaktan” söz ettiğini aktaran Yanardağ, bu yaklaşımı “1923 Cumhuriyeti’ni tasfiye planı” olarak değerlendirdi. “Yeni Cumhuriyet” söyleminin, Suriye’deki cihatçı projelere benzediğini savundu.
“Bu anlayışla ne Kürt sorunu adil şekilde çözülür, ne de barış gelir. Çatışma, gerilim, kan ve gözyaşı gelir” değerlendirmesini yaptı.
DEM PARTİ VE CHP’Yİ KARŞI KARŞIYA GETİRME PLANI
Programda DEM Parti’nin son dönem politikaları da tartışmaya açıldı. Yanardağ, CHP ile DEM Parti tabanlarını Lozan üzerinden karşı karşıya getirme taktiğinin devrede olduğunu söyledi.
“Cumhuriyetin kurucu güçlerini bu sürecin dışında bırakarak, onların değerlerini reddederek ilerleyemezsiniz. Bu yol sizi ancak gericiliğe, hatta HÜDA PAR çizgisine götürür” dedi.
ÖCALAN’IN LOZAN VE CUMHURİYET DEĞERLENDİRMESİ YAYINDA OKUNDU
Programın ilerleyen dakikalarında Merdan Yanardağ, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 2000 yılında Serxwebûn dergisine verdiği bir röportajdan bölümler aktardı. Yanardağ, söz konusu metnin Haziran 2000 tarihli 222. sayıda yer aldığını belirtti ve şu satırları okudu:
“Ben Sevr’ci değilim. Lozan’cıyım. İsyanlar tarihi iyi bilinmeli. Gerici ve emperyalist oyundur. Kemalizm düşmanlığı Kürtlerin lehine değildir.”
Öcalan’ın açıklamalarında 1925 Şeyh Said isyanı için “Kürtleri ateşe attı” dediğini hatırlatan Yanardağ, şu cümleye dikkat çekti:
“1925 isyanı Cumhuriyetin ve Kemalizmin demokratik gelişimini olumsuz etkiledi. 1924’e kadar Mustafa Kemal’in çizgisi önemlidir.”
“SON PKK BİLDİRİSİ, ÖCALAN’IN ÇİZGİSİYLE ÇELİŞİYOR”
Yanardağ, Öcalan’ın bu sözlerinin ardından PKK’nın son bildirisiyle çeliştiğini belirtti. “Bu bildiride Lozan ve 1924 Anayasası hedef alınıyor. Cumhuriyet reddediliyor. Bu, Öcalan’ın kendi çizgisiyle de temelden çelişiyor” ifadelerini kullandı.
Lozan’ı, Cumhuriyet’i, 24 Anayasası’nı reddeden bir çizginin Türkiye’de ancak siyasal İslamcılarla aynı zemine düşeceğini belirten Yanardağ, “Bu yaklaşım Dem Parti’yi AKP’nin anayasa oyununa yedekler” uyarısında bulundu.
ÇÖZÜM İÇİN DÖRT BAŞLIK SIRALANDI
Programın sonunda Kürt sorununun çözümü için demokratik ve şeffaf bir yol öneren Yanardağ, dört başlık altında bir çözüm modeli sundu:
- Yeni bir genel seçim
- Yeni bir Meclis
- Yeni bir iktidar
- Demokratik, şeffaf ve denetime açık bir süreç
Bu sürecin mevcut iktidar tarafından yürütülemeyeceğini vurgulayan gazeteci, “Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.