Gündem

Osman Bektaş: Bu fay 7'nin üzeri deprem üretemez

Osman Bektaş, M6.2’lik kırılmanın ardından büyük İstanbul depremi senaryosuna karşı çıktı ve “Bu faydan 7’nin üzerinde deprem çıkmaz” dedi.

Karadeniz Teknik Üniversitesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Osman Bektaş, Marmara Denizi’nde meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından kamuoyunda yeniden alevlenen “büyük İstanbul depremi” tartışmalarına ironik bir dille yanıt verdi.

Bektaş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, söz konusu depremin Kuzey Marmara Fayı üzerinde yalnızca 15 kilometrelik bir alanı kırdığını ifade etti. Ardından dikkat çekici bir ironiyle şu cümleleri kurdu:
“Beklenen büyük İstanbul depremi değilmiş! Çünkü üretemez!”

“UCHIDA ZATEN AÇIKLAMIŞTI”

Bektaş, Japon sismolog Uchida’nın 2019 tarihli çalışmasına dikkat çekerek, Tekirdağ ile İstanbul arasındaki fay segmentinin “tam akma” ve “yükselmiş sürünme” özellikleri taşıdığını, bu nedenle burada büyük bir kırılmanın gerçekleşemeyeceğini dile getirdi.

Haritalarla da desteklenen paylaşımında Bektaş, “Yükselmiş deprem üretebilecek kabuk derinliği yalnızca 5-8 kilometreye kadar inmiş durumda. 6,2’lik depremin derinliği de 7 kilometre. Daha fazlası zaten mümkün değil.” değerlendirmesini yaptı.

“SALT UZUNLUKLA DEPREM BÜYÜKLÜĞÜ OLMAZ”

Fayın toplam uzunluğuna bakarak büyük bir depremin kaçınılmaz olduğunu söyleyen yorumlara karşı çıkan Bektaş, bu yaklaşımın bilimsel olmadığını şu ifadeyle ortaya koydu:

“Salt fay uzunluğu, deprem büyüklüğünü yani sismik momenti belirlemez.”

KIRILMA DOĞUYA YAYILIYOR AMA ENERJİ YETERSİZ

Harita analizlerinde, 2011, 2012, 2019 ve son olarak 2025 depremleriyle birlikte kırılmanın doğuya doğru ilerlediği görülse de, sismik enerjinin büyüyen bir deprem yaratacak potansiyele ulaşmadığı kaydedildi.

Prof. Dr. Osman Bektaş’ın açıklamaları, büyük İstanbul depremi anlatısının bilimsel temelinin sorgulanması gerektiğini bir kez daha gündeme taşıdı. Fayın yapısı, derinliği ve deformasyon türü dikkate alındığında, kamuoyunun felaket senaryoları yerine jeolojik verilerle yönlendirilmesi gerektiği vurgulandı.