Osman Kavala, son dönemde artan tutuklamalarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Gezi davasında yaşanan gerçekliği tahrif etme girişimlerinin sürdüğünü belirtti. İstanbul Başsavcılığı’nın Ayşe Barım’ın gözaltına alınmasına yönelik açıklamasına sert tepki gösterdi.
Savcılığın 24 Ocak'ta yaptığı açıklamada, Barım’ın gözaltına alınma gerekçelerinden birinin Osman Kavala ile Gezi olaylarıyla ilgili yoğun iletişim kurduğu olduğu öne sürüldü. Kavala, bu iddiaya karşı çıkarak, telefon kayıtlarının bunun aksini gösterdiğini ifade etti.
GEZİ SONRASI İLETİŞİM VURGUSU
Kavala, yaptığı açıklamada Barım ile konuşmalarının Gezi protestoları sona erdikten sonra başladığını belirtti. “Gezi öncesinde, sırasında ve sonrasında telefonlarım dinleniyordu” diyen Kavala, savcının da bu bilgiyi bildiğini dile getirdi.
Gezi davasında hukuki dayanağı olmayan suçlamaların sistematik hale getirildiğini vurguladı. "Bu dava, kamuoyunu hukuksuz uygulamalara alıştırmak için kullanıldı" ifadelerini kullandı.
HUKUKSUZ SUÇLAMALAR ARTIYOR
Kavala, yalnızca Barım’ın değil, belediye başkanları, siyasetçiler ve gazetecilerin de hukuki dayanak olmadan tutuklandığını söyledi. Bu durumun adalet sisteminde ciddi bir çöküşü gösterdiğini ifade etti. “Artık suçlamalar ile suçlananların eylemleri arasında hukuki ilişki kurma gereği duyulmuyor” sözleriyle durumu değerlendirdi.
Son dönemde Gezi protestolarını kriminalize etme girişimlerinin bu sürecin devamı olduğunu belirtti. "Gezi davası, hukuksuzlukların normalleşmesi için bir araç haline getirildi" dedi.
GEZİ DAVASI VE TOPLUMSAL ALGI YÖNETİMİ
Kavala, Gezi davasının bir algı operasyonu olarak kullanıldığını söyledi. Barım’a yöneltilen suçlamaların da bu sürecin bir parçası olduğunu belirtti. "Son günlerde yaşananlar, Gezi’yi suç unsuru gibi göstermeye yönelik bir çabanın devamı" ifadelerini kullandı.
Osman Kavala, Gezi davası sürecinde yaşanan hukuksuzlukların yeni tutuklamalar için bir zemin oluşturduğunu belirtti. Adaletin tamamen siyasi saiklerle yönlendirildiğini vurguladı.