PKK’nin nisan ayının ilk yarısında kongresini topladığı ve bu kongrede fesih ve silah bırakma kararının alındığı iddia edildi. Aydınlık gazetesinin gündeme taşıdığı iddiaya göre, alınan karar devlete bildirildi ancak henüz kamuoyuna ilan edilmedi. Örgütün tüm kanatlarıyla kapsamlı görüşmeler yürüttüğü ifade edilen haberde, 5 Mayıs’ta yapılması planlanan açıklamanın, DEM Parti Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in ani vefatı nedeniyle ertelendiği ileri sürüldü.
SÜREÇ NASIL GELİŞTİ?
DEM Parti İmralı Heyeti, Abdullah Öcalan’ın kaleme aldığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” başlıklı mesajını 27 Şubat 2025’te İstanbul Taksim’deki Elite World Otel’de kamuoyuna duyurdu. Heyet, üçüncü kez Öcalan ile görüştükten sonra düzenlediği basın toplantısında çağrıyı hem Türkçe hem Kürtçe okudu. Mesajda Öcalan, “Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanın ortaya koyduğu iradeyle... tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir” dedi.
YÜRÜTME KOMİTESİ TEPKİLİ: “SOMUT BİR ŞEY YOK”
PKK Yürütme Komitesi, 27 Şubat tarihli çağrıya rağmen “bize ulaşan somut bir şey henüz yok” açıklamasını yaptı. Örgüt, kongreyi Öcalan’ın yönetmesini istediklerini bildirerek sürecin kendi iradeleriyle ilerlemediğini ima etti. Komite, DEM Parti İmralı Heyeti’nin iyimser açıklamalarına rağmen sürecin bozulmaması için temkinli hareket ettiklerini savundu.
BAHÇELİ’NİN AÇIKLAMALARIYLA SÜREÇ ŞEKİLLENDİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, TBMM’nin yeni yasama yılı açılışında DEM Parti vekilleriyle tokalaşması ve ardından yaptığı açıklamalar, sürecin siyasi zeminini oluşturdu. “DEM’e uzattığım el 'Türkiye partisi olun' teklifidir” diyen Bahçeli, çözüm sürecinin siyasi taşıyıcılığını DEM Parti’ye yükleyen bir yaklaşım sergiledi. DEM Parti ise bu teklife, “DEM Parti zaten bir Türkiye partisidir” yanıtını verdi.
SÜRECE DAMGA VURAN İMRALI GÖRÜŞMELERİ
28 Aralık 2024’te başlayan İmralı görüşmeleri, 22 Ocak’ta ikinci ve 7 Mayıs’ta üçüncü buluşmayla devam etti. Her görüşme sonrası Öcalan’ın çağrıları kamuoyuna duyuruldu. DEM heyeti, Öcalan’ın çağrısını iletmek üzere hem siyasi partilerle hem de cezaevindeki tutuklu siyasetçilerle görüştü.
ÇATIŞMA ZEMİNİ YENİDEN HATIRLATILDI
23 Ekim 2024’te TUSAŞ’a düzenlenen saldırının ardından PKK’nın saldırıyı üstlenmesi, devlet kanadındaki temkinli yaklaşımların sürmesini sağladı. Bu gelişme, süreçteki çelişkili adımların sürdüğünü gösterdi.
SÜRECE DAMGA VURAN KAYYIM ATAMALARI
Esenyurt’tan Van’a kadar pek çok belediyeye kayyım atandı. DEM Parti’nin “çözüm süreci ile baskı politikaları aynı anda yürütülemez” tepkisine rağmen kayyım uygulamaları sürdü. 22 Kasım’da Tunceli ve Ovacık, 29 Ocak’ta Siirt, 15 Şubat’ta Van, 24 Şubat’ta Kağızman, 13 Ocak’ta Akdeniz Belediyesi’ne kayyım atandı.
MGK, ERDOĞAN-BAHÇELİ TEMASI VE SİYASİ İTTİFAKLAR
3 Ekim 2024’te Erdoğan’ın Bahçeli’yi Beytepe’de ziyaret etmesi ve aynı gün düzenlenen MGK toplantısı, sürece resmiyet boyutu kazandırdı. MGK bildirisinde “Suriye’deki planlara izin verilmeyeceği” vurgulandı. Bu görüşme sonrası Erdoğan, "Cumhur İttifakı’nın uzattığı elin değerinin muhatapları tarafından anlaşılmasını ümit ediyoruz" dedi.
DEM PARTİ’DEN “HODRİ MEYDAN” ÇIKIŞLARI
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Top artık Erdoğan’da" diyerek çağrının siyasal muhatabının iktidar olduğunu vurguladı. Bahçeli’nin Öcalan’a dair çıkışlarına yanıt veren Bakırhan, "O zaman tecridi kaldırın, Öcalan’ın ne dediğini hep birlikte görelim" şeklinde konuştu.
KANDİL CEPHESİNDEN AÇIKLAMALAR
Murat Karayılan ve Cemil Bayık gibi örgüt yöneticileri, Öcalan’dan gelen mesajları doğruladı. Karayılan, "Silah bırakmak için kongre kararı gerekir. Bunu sadece Apo yapabilir" dedi. Bayık ise, devletin taleplerinin dayatılmasına karşı olduklarını açıkladı.
BAHÇELİ’NİN "HODRİ MEYDAN" RESTİ
Bahçeli, Öcalan’ın çağrı yapması ve örgütün lağvedilmesi durumunda “umut hakkı” kapsamında yasal düzenlemeye açık olduklarını ifade etti. “Ne Kandil ne Edirne, adres İmralı olsun” diyen Bahçeli, DEM Parti ile doğrudan teması savundu.
SÜLEYMANİYE VE ERBİL ZİYARETLERİ
DEM Parti heyeti, 16-18 Şubat’ta IKBY liderleri Barzani ve Talabani ile görüştü. Bu görüşmeler, bölgesel aktörlerin sürece dâhil olduğunu gösterdi.
