HABER ANALİZ: OĞUZ BAKIR

Pir Sultan Abdal Şenlikleri kapsamında Sivas’a gelen aydın ve sanatçılar Madımak Oteli’nde konaklıyordu. Aynı gün yerel radikal İslamcı gruplar, şenliklere ve özellikle Aziz Nesin’in Kur’an’a dair sözlerine tepki göstererek toplanmaya başladı. Namaz çıkışıyla birleşen kalabalık önce Hükümet Konağı’na, sonra Madımak Oteli’ne yöneldi. Saatler içinde 5 bin kişilik bir linç kitlesine dönüşen saldırganlar otelin perdelerini tutuşturup yapıyı yaktı. Güvenlik güçleri müdahale etmedi; itfaiyeciler engellendi.

Olay sonucunda 33 aydın ve sanatçı ile 2 otel görevlisi dumandan boğularak veya yanarak hayatını kaybetti. Saldırganlardan 2 kişi de öldü; toplam can kaybı 37 oldu. Aziz Nesin ise linçten son anda kurtarıldı.

KİMLER HAYATINI KAYBETTİ?

Hayatını kaybedenler arasında Metin Altıok, Behçet Aysan, Muhlis Akarsu, Hasret Gültekin, Nesimi Çimen, Edibe Sulari, Asım Bezirci, Asaf Koçak gibi Türkiye kültür dünyasının önemli isimleri vardı. Ölenlerin çoğu Alevi kimliğine sahipti ya da sol-sosyalist görüşlüydü.

SİYASİ VE TOPLUMSAL ARKA PLAN

1993 yazında Türkiye’de laiklik-gericilik gerilimi zirvedeydi. Yeni hükümet Tansu Çiller–Erdal İnönü ortaklığında kurulmuştu. Sivas’ta belediye başkanlığı Refah Partisi’ndeydi (Temel Karamollaoğlu). Yerel basın günler öncesinden etkinlikleri "dine düşman" olarak hedef göstermişti. Aziz Nesin’in 1 Temmuz’daki konuşması kışkırtma aracı yapıldı. Camilerde ve sokaklarda dağıtılan bildirilerle nefret büyütüldü.

YARGILAMALAR

İlk olarak 3 Temmuz 1993’te 35 kişi gözaltına alındı, sayı zamanla 190’a çıktı. 1994’teki ilk davada çok sayıda sanığa hafif cezalar verildi, 37 kişi beraat etti. Yargıtay kararı bozunca 1997’de 33 sanığa idam, 14 sanığa hapis cezası verildi. İdamlar 2002’de müebbet hapse çevrildi.

Ancak firari sanıklar yıllarca yakalanamadı. Örneğin Cafer Erçakmak, Sivas’ta yaşamını sürdürerek 2011’de öldü. 2012 ve 2014’te bazı davalar zaman aşımına uğradı. 2023’te üç firari sanığın davası "zaman aşımı" gerekçesiyle tamamen düştü.

AFFEDİLEN SANIKLAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2020’de Ahmet Turan Kılıç’ı ve 2023’te Hayrettin Gül’ü “sağlık nedenleriyle” affetti. Bu affa karşı muhalefet ve kamuoyunda büyük tepki doğdu. Katliamın insanlığa karşı suç olduğu vurgulanarak, zaman aşımı olamayacağı hatırlatıldı. İstanbul Barosu, İHD ve TTB gibi kurumlar, faillerin cezalandırılmaması ve devletin sorumluluğunun örtbas edilmesini eleştirdi.

DEVLETİN VE MEDYANIN TUTUMU

Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel “münferit olay” dedi; Başbakan Çiller ise “oteldekiler kurtarıldı” ifadeleriyle tepki topladı. Güvenlik güçlerinin olay anında müdahale etmemesi yıllar sonra hazırlanan Devlet Denetleme Kurulu raporlarında da “ihmal” olarak kayda geçti.

Olaydan sonra medya, Aziz Nesin’in sözlerini ön plana çıkararak saldırıyı “halkın tepkisi” gibi yansıttı. Ancak yıllar geçtikçe muhalif basın ve akademik çevreler olayı “katliam” olarak tanımlamaya başladı.

Otel binası 2010’da kapatıldı, yerine “Bilim ve Kültür Merkezi” açıldı. Ancak bu merkezin duvarında saldırganlardan ikisinin adının yer alması tepki çekti. Alevi toplumu ve insan hakları örgütleri yıllardır buranın “Utanç Müzesi”ne dönüştürülmesini istiyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, müzenin açılışını bizzat yapacağını taahhüt etti. Dijital olarak 2024’te Agos'ta “Madımak Hafıza Merkezi” projesi hayata geçirildi, ama fiziksel müze hâlâ yok.

Katliam her yıl 2 Temmuz’da Sivas başta olmak üzere birçok şehirde anılıyor. 2024’te on binlerce kişinin katıldığı yürüyüşlerde “Canlar yandı, suçlular nerede?” sloganları öne çıktı. “Katliam insanlığa karşı bir suçtur, zaman aşımı olmaz” ortak söylemiyle adalet çağrısı yapılıyor.

ZAMAN AŞIMI VE TEMEL KARAMOLLAOĞLU

1993’teki Sivas Katliamı sırasında belediye başkanı olan Temel Karamollaoğlu, zaman aşımı kararı sonrası yaptığı “hukuki bir durum” değerlendirmesi ve katliamı “kasıtlı görmediğini” söylemesi nedeniyle eleştirildi. Karamollaoğlu, insanların yanarak değil dumandan boğularak öldüğünü ifade etmiş, bu açıklama da kamuoyunda tepki çekmişti. Olayın kendi döneminde yaşanmasına rağmen “vicdanının rahat” olduğunu belirtmişti.

Katliamda yaşamını yitiren Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok Akatlı, Karamollaoğlu ile siyasi ittifak kuran Kemal Kılıçdaroğlu’na da sert tepki göstermişti. Altıok, Kılıçdaroğlu’nun 2017’de Karamollaoğlu’nun davetiyle bir anma programına katılmasına karşı çıkmış, “Bu dava biz bitti demeden bitmeyecek” sözleriyle adalet arayışını sürdürmüştü. Kılıçdaroğlu’nun bu tepkilere doğrudan bir yanıtı bulunmazken, her 2 Temmuz’da katliamı anan mesajlar paylaşmış ve “helalleşme” çağrılarıyla toplumsal barışı vurgulamıştı. Ancak bu çağrılar, mağdur aileleri tarafından yeterli görülmemişti.

TELE1 ekranları 5 gün süreyle kararacak
TELE1 ekranları 5 gün süreyle kararacak
İçeriği Görüntüle

ARAŞTIRMA ÖNERGESİ VE SESSİZLİK

2 Temmuz 2025 öncesi DEM Parti Milletvekili Ayten Kordu TBMM’ye Sivas Katliamı’nın araştırılması için önerge sundu. Ancak AKP ve MHP çevrelerinden yine ses çıkmadı. Katliamın 32. yılında da mağdurların aileleri, kamuoyu ve sivil toplum örgütleri adalet ve yüzleşme çağrılarını yineledi.

Sivas Madımak Katliamı, Türkiye’de hâlâ kapanmayan bir yara. Aradan geçen 32 yıla rağmen adalet sağlanamadı, cezalar eksik kaldı, sanıklar affedildi veya firari kaldı. Alevi toplumu ve demokratik kamuoyu için bu olay yalnızca bir cinayet değil, sistemli bir nefretin ve devlet ihmalkârlığının simgesi. Bu yüzden, “unutmamak ve unutturmamak” yalnızca bir slogan değil; kolektif bir hafızanın ve adalet arayışının mecburiyeti.