Türktime yazarı Talat Atilla, “Erdoğan’a tuzak! Fakat siz böyle giderseniz seçimi fena halde kaybedersiniz!” başlıklı yazısında, zeka, vasatlık, siyaset ve iktidarın kırılgan dengeleri üzerine kapsamlı bir değerlendirmede bulundu.
VASATLAR HIZLA YÜKSELİYOR, NİTELİKLİLER GÖRMEZDEN GELİNİYOR
Yazısının başında, siyasi hayat başta olmak üzere medyada, akademide ve sanatta “vasat” olanların kolayca yükselebildiğini belirten Atilla, “Yetenekliler ya geç, ya da hiç fark edilmiyor” değerlendirmesini yaptı. Bu tabloyu kader olgusuyla ilişkilendiren yazar, “Kader-şans olgusu en çok liderlere fırsat vermek için çalışıyor sanki” ifadelerini kullandı.
SCHOPENHAUER’İN ZEKÂ TESPİTLERİNE DİKKAT ÇEKTİ
Atilla, yazısında Alman filozof Schopenhauer’in görüşlerine geniş yer verdi. Schopenhauer’in, toplumda zekânın tehdit olarak algılandığına dair sözlerini aktararak “Zekâ ikram değil, tehdittir” vurgusunda bulundu. Bu noktada, “Birinin senden daha zeki olduğunu kabul etmek, öfke ve hakareti beraberinde getiriyor” şeklindeki alıntılara yer verdi.
“MEVKİ SAYGI GÖRÜR AMA ZEKA ASLA” VURGUSU
Schopenhauer’in “Toplumda mevki ya da zenginlik saygı görür. Ama zekâ asla” sözlerini gündeme taşıyan Atilla, zekânın çoğu zaman yok sayıldığını, fark edilirse küstahlık gibi algılandığını yazdı. Yazısında şu tespiti öne çıkardı: “Zekâyı göstermek çoğu zaman ceza getiriyor.”
ZEKİ OLAN DIŞLANIYOR, APTALLIK ÖDÜLLENDİRİLİYOR
Zekânın yalnızlığa neden olduğunu savunan Atilla, zeki kişilerin kıskanıldığını, ardından bu kişilere yönelik karalama kampanyaları başlatıldığını dile getirdi. Schopenhauer’in “Aptallık büyük şans” görüşünü paylaşarak, “Zihinsel olarak üstün hissetmek isteyen kişi, kendisinden daha aşağıda olanlarla birlikte olmayı arzular” dedi.
“ERDOĞAN’A BİLEREK YA DA BİLMEYEREK PUSU KURULUYOR”
Yazısının devamında iktidar içindeki çatlaklara dikkat çeken Atilla, şu değerlendirmeyi yaptı: “Negatif-pozitif her ayrıntının adresi Cumhurbaşkanı Erdoğan olarak damgalanıyor. Dikkatli bakın lütfen; koskoca devlet başkanına iktidar içinden-dışından sürekli düşman üreten bir gizli yapı aşikâr değil mi?”
YAPI GÖZLE GÖRÜLMÜYOR AMA NEFESİ HİSSEDİLİYOR
Söz konusu yapının bazı unsurlarının aleni, bazılarının ise hava gibi olduğunu savunan yazar, “Gözümüzle görmesek de nefeslerini hissediyoruz!” diye yazdı. Bu oluşumu “bilerek-bilmeyerek kurulan pusu” olarak tanımladı.
“YEREL SEÇİM MOTİVASYONU TEKRARLANABİLİR”
İktidara gönül veren kesimlerin giderek uzaklaştığını söyleyen Atilla, yerel seçimlerdeki kırılma anına işaret etti. Seçmenin şu mesajı verdiğini dile getirdi: “Seni sevdim. Karda- ayazda bırakmadım. Senin beni sevdiğinden şüpheliyim. Zekâmla oynama!”
“İKTİDAR KENDİ KANATLARINI YOLUYOR”
Yazısının son bölümünde siyasal metaforlarla uyarılarını sürdüren Atilla, şu ifadeleri kullandı: “Bir kuş, üzerinde oturduğu ağaç dalının kopmasından korkmaz. Çünkü kanatları vardır. O zaman iktidar, o kanatları neden kendi elleriyle yoluyor?” Sevgi, adalet ve eşitliği bu kanatlara benzetti.
CHP’Yİ MERKEZE ÇEKEN PANİK ATAK SİYASETİ
İktidarın son dönemde Özgür Özel, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nu muhatap alarak hata yaptığını düşünen Atilla, bu yaklaşımın iktidarı zayıflattığını be
ZEKÂNLA OYNAMA!
Atilla, yazısının finalinde iktidara yönelik çok net bir uyarı yaptı. “Zekânla oynama” mesajını öne çıkardı. Yazısını şöyle tamamladı: “İktidar, milletin zekâsını hafife alıyor görüntüsü veriyor. Böyle giderse, seçimi freni patlamış kamyon gibi kaybeder.”