Türkiye Belediyeler Birliği (TBB), 6 Şubat depremlerinin ardından afet bölgesindeki mevcut durumu ve çözüm önerilerini içeren **"Afet Bölgesi Mevcut Durum Değerlendirmesi ve Gelişim Önerileri Raporu"**nu yayımladı. Raporda, imar affı ve tasarruf tedbirlerinin toparlanmayı zorlaştırdığı, merkezi yönetimin yerel aktörlerle iş birliği yapmaması nedeniyle iyileştirme süreçlerinin aksadığı vurgulandı.

DEPREMİN YIKICI ETKİLERİ DEVAM EDİYOR

6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Ancak bölgedeki sorunlar halen çözüme kavuşturulmadı. TBB, kentlerin mevcut durumunu, halkın yaşam koşullarını ve belediyelerin karşılaştığı sorunları değerlendiren detaylı bir rapor hazırladı.

Raporda, tarım arazilerinin konut alanı olarak kullanıldığı ve bunun çevresel riskler yarattığı belirtildi. Veri eksikliklerinin belirsizliklere yol açtığı ifade edilirken, koordinasyon sorunlarının ve merkezi idarenin yerel aktörlerle iletişim kurmamasının bölgedeki normalleşme algısını zedelediği kaydedildi.

Raporda şu ifadelere yer verildi:

"İmar affı ve tasarruf tedbirleri toparlanmayı zorlaştırmakta, yeterli iş birliği sağlanamaması iyileştirme süreçlerini sekteye uğratmaktadır."

DEPREMİN MALİYETİ 2 TRİLYON TL’Yİ AŞTI

TBB’nin raporunda, depremin Türkiye ekonomisine yükünün yaklaşık 2 trilyon TL olduğu tahmin ediliyor. Strateji ve Bütçe Başkanlığının raporuna göre, ekonomik kayıpların en büyük kısmı konut hasarlarıyla ilgili.

Raporun detaylarına göre:

  • Konut hasarları nedeniyle oluşan zarar 1.073,9 milyar TL (56,9 milyar dolar).
  • Kamu altyapısı ve hizmet binalarındaki yıkım 242,5 milyar TL (12,9 milyar dolar).
  • Özel sektör, imalat sanayii, enerji, haberleşme, sağlık ve eğitim gibi alanlardaki kayıplar 222,4 milyar TL (11,8 milyar dolar).

KONTEYNER KENTLERDE 691 BİN 959 KİŞİ YAŞIYOR

Rapora göre, Şubat 2024 itibarıyla konteyner kentlerde 691 bin 959 kişi yaşamını sürdürüyor. TOKİ tarafından 11 ilde 45 bin 901 konut inşa edilmesi planlanıyor.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Ocak 2024 itibarıyla açıkladığı verilere göre, deprem sonrası harcamalar 950 milyar TL’yi buldu. Raporda, kalıcı konutların tamamlanması için 2025 yılı sonunun hedeflendiği belirtildi.

Şu ana kadar 46 bin kalıcı konut hak sahiplerine teslim edildi. Her ay 25 ila 30 bin konutun tamamlanması planlanıyor. Deprem bölgesinde inşa edilen konutlar ve ticari alanlar için merkezi bütçeden 811 milyar TL tahsis edildi. Ayrıca, Dünya Bankası finansmanıyla konut yapım çalışmaları devam ediyor.

GÖÇ EDENLER HUKUKİ DURUMDAN ENDİŞE EDİYOR

Raporda, hak sahiplerinin hukuki durumları konusunda yeterince bilgilendirilmediği vurgulandı. Bu nedenle başka şehirlere taşınan birçok depremzede, hak kaybı yaşamamak için ikamet değişikliği yapmaktan kaçınıyor.

Bu durum, göç alan belediyelerin nüfusunun resmi rakamların çok üzerinde olmasına neden oluyor. Ancak bu belediyeler, artan nüfus oranında gelir elde edemedikleri için kamu hizmetlerinde aksama yaşanıyor.

Raporda, iyileştirme süreçlerinden sorumlu kurum ve kuruluşların çelişkili bilgiler paylaştığı belirtilerek, "Vatandaşlar ümitsizliğe ve belirsizliğe sürüklenmektedir" denildi.

KAÇAK YAPILAŞMA YAYGINLAŞTI

Deprem sonrası kaçak yapılaşmanın arttığına dikkat çekilen raporda, imar affı beklentisinin bu durumu teşvik ettiği ifade edildi.

Raporda şu tespitler yer aldı:

"Söz konusu yapıların sahiplerinde, bir gün elbet imar affının çıkarılacağı ve yapılarının yasal zemine kavuşacağı inancı hakimdir."

TASARRUF TEDBİRLERİ YARDIMLARI ENGELLİYOR

Raporda, tasarruf tedbirlerinin deprem bölgesinde gerçekleştirilecek çalışmaları kısıtladığı ifade edildi.

Deprem bölgesine destek sağlamaya çalışan belediyelerin de bu genelgeye takıldığı belirtilerek şu değerlendirme yapıldı:

"Depremden doğrudan etkilenmemiş belediyelerin, deprem bölgesine yapacağı harcamalar da kısıtlamaya maruz kalmaktadır. Belediyelerin deprem bölgesine yapacağı harcamalar tasarruf tedbirleri kapsamı dışına çıkarılmalıdır."

TBB, ayrıca depremzede belediyeler için mücbir sebep süresinin uzatılması gerektiğini vurguladı.

Raporda yer alan bu tespitler, AKP iktidarının afet yönetiminde merkeziyetçi politikalarının sorunları daha da derinleştirdiğini gözler önüne seriyor. İmar affı beklentisiyle kaçak yapılaşmanın artması, yerel yönetimlerin dışlanması ve tasarruf tedbirleri bahanesiyle yardımların engellenmesi halkın yaşadığı felaketi katlıyor.

Bölge halkı, yerel yönetimlerin sürece dahil edilmesini, merkezi yönetimin koordinasyonu güçlendirmesini ve afet yönetiminde şeffaflık sağlanmasını talep ediyor.

Kaynak: ANKA