Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, cezaevinden TELE1’E özel kaleme aldığı üçüncü raporunda, yargılandığı dolandırıcılık davasına konu olan kentsel dönüşüm projelerinin durdurulmasının teknik ve hukuki boyutunu ele aldı. Tunç Soyer, projelerin durdurulmasının arkasında yatan nedenin siyasi olduğunu öne sürerken, mağdurlara seslenerek sürecin devam etmesi için çözüm önerileri sundu.

HUKUKİ DEĞİL SİYASİ

Soyer, projelerin askıya alınmasının temel gerekçesinin, mevcut yönetimin aldığı tek taraflı fesih kararı olduğunu belirtti. Bu kararın, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü'nden gelen ve hukuki dayanağı olmayan bir yazıya dayandırıldığını iddia etti. Tunç Soyer, görev süresi boyunca belediyenin hukuk müşavirliği ve Hacettepe Üniversitesi'nden bir hukuk uzmanının, inşaatların devam etmesinde hukuki bir engel olmadığı yönünde görüş bildirdiğini aktardı. Bu nedenle mevcut belediye yönetiminin İl Müdürlüğü yazısına dayanarak fesih yapmasını “büyük bir yanlış” olarak niteledi ve bu durumun uzun yıllara yayılabilecek bir hukuki kaosa yol açacağını belirtti.

ACİL ADIM ÖNERİLERİ

Raporda, Uzundere'deki kentsel dönüşüm alanlarında evlerini 15 yıl önce belediyeye devreden hak sahiplerinin yaşadığı mağduriyete dikkat çekildi. Hem kooperatif üyelerinin hem de hak sahiplerinin sorunlarının çözümü için acil adım atılması gerektiğini belirten Soyer, süreci devam ettirmek için iki yol önerdi:

Gökan Zeybek: Özlem Çerçioğlu ‘Kaldıramam’ dedi
Gökan Zeybek: Özlem Çerçioğlu ‘Kaldıramam’ dedi
İçeriği Görüntüle

1. İZBETON'un Kooperatiflere Ortak Olması: Kooperatifler Kanunu'nun ilgili maddesine dayanarak, belediye şirketinin kooperatiflere ortak olması.

2. Adi Ortaklık Kurulması: İZBETON ve kooperatiflerin, projelerin devamı için adi ortaklık kurması.

Soyer, inşaatların yaklaşık 1,5 yıldır durmasının ek maliyetler ve güven kaybı yarattığını kabul etmekle birlikte, "zararın neresinden dönülse kârdır" diyerek projelerin bir an önce devam etmesi gerektiğini savundu.

KİŞİSEL SAVUNMA: "MENFAAT TEMİNİ TESPİT EDİLEMEMİŞTİR"

Raporunu kişisel bir savunmayla sonlandıran Soyer, 15 yıllık belediye başkanlığı kariyeri boyunca yönettiği bütçelere rağmen hiçbir soruşturmada kişisel menfaat sağladığına dair bir kusur bulunamadığını vurguladı. Yargılandığı iddianamede dahi "kişisel menfaat tespit edilememiştir" ifadesinin yer aldığını belirten Soyer, tutukluluğunun devam etmesine rağmen hakikatin eninde sonunda galip geleceğine inandığını dile getirdi. Soyer, bu raporu, kendisine yöneltilen "aldatma kastı" suçlamasının vicdanlarda hak etmediği bir yük olduğunu düşündüğü için kaleme aldığını belirtti.


Kaynak: ABC POLİTİK HABER MERKEZİ