Sezgin Tanrıkulu komisyonda yapacaklarını anlattı
Sezgin Tanrıkulu komisyonda yapacaklarını anlattı
İçeriği Görüntüle

Zafer Partisi’nin tutuklu Genel Başkanı Ümit Özdağ, PKK’nın “kendini feshetme” açıklamasını değerlendirdiği yazısında, bunun teslimiyet değil, bir yeniden yapılanma hamlesi olduğunu ifade etti. Sözcü’de yayımlanan yazısında sürecin, “Türkiye Cumhuriyeti’nin ulus-devlet yapısını dağıtmaya dönük adım adım ilerleyen bir planın parçası” olduğunu öne sürdü.

Özdağ, “PKK terör örgütünün varlığına son verme duyurusu büyük bir coşku ile ve bir başarı hikayesi olarak sunuluyor. Son 23 yılda bu tür politik başarı kampanyalarını Annan Planı, AB tam üyeliği, Dolmabahçe mutabakatı ve en son Suriye’nin fethi gibi kutlamalarda gördük” diyerek geçmiş süreçlerle benzerlik kurdu.

‘FESİH’ HUKUKSAL DEĞİL, PSİKOLOJİK BİR ALGI HAMLESİ

“Fesih” kavramının hukuken tanımlanmış yapılar için geçerli olduğuna dikkat çeken Özdağ, PKK’ye böyle bir hukuki meşruiyet tanınamayacağını vurguladı. “Bir terör örgütü feshedilmez, silah bırakır, teslim olur” ifadesini kullanan Özdağ, sürecin içeriğine dair şu değerlendirmeyi yaptı:

“Önümüze konulan İmralı sürecinin uygulamasına bakıldığında zaten fesih kavramı altında terör örgütü, örgütsel yapısını dağıtmadığı gibi, yeniden yapılanıyor ve sözde siyasi amaçlarını ilerletmeye/geliştirmeye çalışıyor. Yabancı desteği ile de geliştirilen bu gayretlerle, aslında, adım adım Türkiye Cumhuriyeti’nin 'Ulus-devlet' yapısı feshediliyor.”

‘BARIŞ’ KAVRAMI ÜZERİNDEN KİMLİK KIYIMI

Süreci “barış” olarak nitelendirmenin bilinçli bir manipülasyon olduğunu ileri süren Özdağ, Türkiye’nin iç yapısını hedef alan bir projeyle karşı karşıya olunduğunu savundu. “Türkiye Cumhuriyeti Devleti üniter bir devlettir. Bu devletin çatısı altında birbiri ile mücadele halinde olan halklar da yoktur” diyerek şu ifadeleri kullandı:

“Bu itibarla kullanılan barış kelimesi zihinleri bulandırma amacı taşımaktadır.”

‘TESLİMİYET YOK, ŞARTLI POZİSYON ALMA VAR’

Sürecin içeriğini 13 maddede özetleyen Özdağ, PKK’nin kendisini mağlup değil, kazanan olarak gördüğünü savundu. “PKK kayıtsız, şartsız teslim olmamıştır. Kendisini galip görmektedir” diyen Özdağ, şu uyarıda bulundu:

“'Fesih' ve silah bırakma, şarta veya gerekliliğe bağlanmıştır. PKK’nın varlığına son verme kararını alması ve terörü sonlandırması yapılacak yasal ve muhtemelen anayasal değişikliklere bağlanmıştır. Hangi anayasa ve yasa değişikliklerinin yapılacağı ise henüz belirsizdir.”

LOZAN’A VE 1924 ANAYASASI’NA AÇIK SALDIRI

PKK’nin açıklamasında yalnızca güncel politik hedefler değil, Türkiye’nin kuruluş ilkelerine doğrudan saldırı olduğunu söyleyen Özdağ, Lozan Anlaşması’nın hedef alınmasını “İstiklal Harbi ve Türkiye Cumhuriyeti’ne doğrudan saldırı” olarak tanımladı. Yazıda şu ifadeye yer verdi:

“Terör örgütü, milli-üniter-laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş anayasası olan 1924 Anayasası’na da saldırmıştır. Örgüt, Anayasamızın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek ilk 4 maddesine şimdiden savaş ilan ettiğini duyurmuştur.”

‘ÖCALAN’A YOL AÇILIYOR, SİYASİ SAHNE HAZIRLANIYOR’

Özdağ, infaz yasasında yapılması öngörülen değişikliğin yalnızca Abdullah Öcalan’ı kapsamadığını, geniş bir “af” hazırlığı anlamına geldiğini öne sürdü. PKK lideri Öcalan’ın siyasi merkezde konumlandırılmasına dair beklentilere dikkat çekti:

“Öcalan’ın fiilen DEM Parti genel başkanı ve eş başkanların yardımcı konumuna oturmaları beklenmelidir. DEM Parti Meclis grubunda Öcalan’ın mesajlarının okunması önünde engel kalmayacaktır.”

Özdağ, süreçte yalnızca Türkiye değil, bölge coğrafyasının da yeniden dizayn edilmek istendiğini iddia ederek şu değerlendirmeyi yaptı:

“Öcalan’ın, Barzani ve Talabani aileleri üzerinden Kuzey Irak, PYD üzerinden Suriye ve PJAK üzerinden İran’a yönelik politikalar geliştirmesinin önü açılacaktır.”

Çandar’dan o soruya net yanıt! 'Ayrı süreç' vurgusu yaptı
Çandar’dan o soruya net yanıt! 'Ayrı süreç' vurgusu yaptı
İçeriği Görüntüle

Kaynak: SÖZCÜ