TELE1 ekranlarında 21 Eylül 2025 gecesi yayınlanan “Türkiye’nin Yönü” programında Adalet ve Kalkınma Partili(AKP) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Amerika Birleşik Devletleri(ABD) Başkanı Donald Trump’ın yapacağı görüşmeye yönelik değerlendirme esnasında yanlışlıkla atılan ve özür dilenen Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nın adının aynı cümlede kullanıldığı KJ(altyazı) nedeniyle soruşturma başlatılmıştı.
Soruşturma kapsamında Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ ve Program Sunucusu Musa Özuğurlu kanalın İstanbul Sarıyer’deki ofisinden, Sorumlu Müdür İhsan Demir de evinden polis nezaretinde alınarak ifadeye götürüldü.
Terör Suçlarını Soruşturma Savcılığı'nda ifadeleri alınan Merdan Yanardağ, İhsan Demir ve Musa Özuğurlu, yurtdışına çıkış yasağı ve karakola imza talebiyle Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi.
Yanardağ, Demir ve Özuğurlu hakkında adli kontrol ve karakola imza kararı verildi.
YANARDAĞ: YAYIN KAZASI
Merdan Yanardağ, ekranda kısa bir süre kalan alt yazının (KJ) bir reji hatası sonucu oluştuğunu belirtti. Yanardağ, hatanın bir soru cümlesi içerdiğini ve “kesin bir hüküm” olmadığını vurguladı. “Bu karşılaştırma doğru değil, yayıncılık tekniği açısından da yanlış” diyerek olayı onaylamadıklarını belirten Medan Yanardağ, Pazar günü olması nedeniyle az personelle çalışılan bir ortamda “yayın kazası” olarak nitelendirilebilecek bir durumla karşı karşıya olduklarını söyledi.
Açıklamada, kanalın hatayı fark eder etmez özür dilediğini ve idari soruşturma başlattığını hatırlattı bilgisi paylaşıldı.
Yanardağ, kendisi, aynı zamanda program müdürü olan İhsan Demir ve Musa Özuğurlu’nın mevcutlu bir biçimde ifadeye çağrılmasını" eleştirdi. Bu durumu “gözdağı verme yöntemi” olarak yorumlayan Merdan Yanardağ, bağımsız medyanın susturulmak istendiği yorumunu yaptı. TELE1'in eleştirel yayıncılık anlayışından geri adım atmayacağını vurgulayan Yanardağ, siyasi eleştirilerini hakaretten ayrı tutacaklarını belirtti.
ÖZUĞURLU: TÜRKİYE’NİN ENERJİSİ BOŞA HARCANDI
Özuğurlu ise yaşanan süreci “Devletin niteliklerine asabiyet eklendi” sözleriyle yorumladı. Musa Özuğurlu, doğrudan suçlu muamelesi görmenin kabul edilemez olduğunu belirterek, bu tür durumların Türkiye'nin enerjisini boşa harcadığını söyledi. Musa Özuğurlu, sosyal medyadaki “trollerin” çıkardığı gürültünün, yargı içinde bir baskı oluşturduğunu ve yargının zamanını boşa harcadığı görüşünde.
İhsan Demir de konunun savcılığa kadar gelmesini basın özgürlüğü açısından “hoş bir şey değil” olarak değerlendirdi.