ABC POLİTİK ANALİZ - 22 Nisan’da Hindistan idaresindeki Cammu Keşmir’in Pahalgam bölgesinde 26 kişinin yaşamını yitirdiği silahlı saldırı, Yeni Delhi için diplomatik, askeri ve iç politik hamlelerin merkezine dönüştü. Hindistan yönetimi, saldırıyı Pakistan bağlantılı gruplarla ilişkilendirerek sadece diplomatik adımlar atmadı; aynı zamanda medya sansürü, sınır dışı işlemleri ve hava sahası kısıtlamalarıyla bölgesel baskıyı artırdı. Saldırıyı “fırsata çevirme” stratejisi izleyen Modi hükümeti, Pakistan’ı “terörün sponsoru” olarak etiketleme çabasıyla uluslararası destek arayışına girdi.
İLETİŞİM KANALLARI SUSTURULDU: DİJİTAL ALANDA SANSÜR OPERASYONU
Pakistan Savunma Bakanı Khavaja Muhammed Asıf’ın X hesabının Hindistan’da engellenmesi, sadece siyasi değil, dijital alanda da bir “karartma” stratejisinin devrede olduğunu gösterdi. Hindistan, Dawn ve Geo News dahil 16 Pakistan medya kuruluşunun YouTube erişimini de engelledi. Bu adımlar, Hindistan’ın “anlatı üstünlüğünü” sağlama çabasını işaret etti.
DİPLOMASİ YERİNE SERT GÜÇ: VİZE İPTALLERİ VE SINIR DIŞILAR
Yeni Delhi, saldırı sonrası Pakistan vatandaşlarının Hindistan'da kalmasına izin vermedi. Vizeler iptal edildi, yüzlerce Pakistan vatandaşı sınır dışı edildi. Tıbbi vizelere dahi süre kısıtlaması getirildi. Bu adımlar, klasik diplomasi yerine yaptırımcı ve tek taraflı reflekslerin öne çıktığını ortaya koydu. İslamabad, aynı şekilde Hindistan’a yönelik vize hizmetlerini askıya aldı.
ASKERİ TANSİYON TIRMANDI: HAVA SAHASI KAPATILDI, İHA DÜŞÜRÜLDÜ, UÇAKLAR HAVALANDI
Pakistan ordusu, hava sahasını ihlal ettiğini belirttiği Hindistan’a ait bir İHA’yı düşürdüğünü duyurdu. Ardından Hindistan’a ait 4 Rafale savaş uçağının Cammu Keşmir üzerinde devriye uçtuğu bilgisi geldi. Pakistan Hava Kuvvetleri ise anında karşılık verildiğini ve Hint uçaklarının bölgeden geri çekildiğini açıkladı. Karşılıklı askeri hamleler, sınır hattında fiili sıcak temasın eşiğine gelindiğini gösterdi.
SUYUN SİLAHA DÖNÜŞTÜRÜLMESİ: İNDUS ANLAŞMASI ASKIDA
Hindistan, saldırıyı gerekçe göstererek İndus Suları Anlaşması’nı askıya aldığını ilan etti. Pakistan tarafı bu adımı “savaş nedeni” olarak yorumladı. Su gibi yaşamsal bir kaynağın jeopolitik koz haline getirilmesi, Güney Asya’da potansiyel bir insani krizi de beraberinde getirecek boyutta bir gelişme olarak öne çıktı.
MODİ’DEN SERT MESAJ: “TAM OPERASYONEL ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ VAR”
Hindistan Başbakanı Narendra Modi, üst düzey güvenlik yetkilileriyle yaptığı toplantıda, “yanıtın biçimi ve zamanlaması konusunda tam operasyonel özgürlüğe” sahip olduklarını ifade etti. Bu açıklama, sınırlı ya da kapsamlı bir operasyonun sadece zaman meselesi olduğu algısını güçlendirdi.
ABD HEM YANAŞTI HEM MESAFE KOYDU
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, her iki ülke lideriyle temasa geçti. Ancak Hindistan’a yönelik mesajlar açık biçimde daha yakın ton taşıdı. Washington yönetimi, Hindistan’la “terörle mücadele” iş birliğine vurgu yaparken, Pakistan’a ise gerilimi düşürme çağrısında bulundu. Bu pozisyon, ABD’nin Güney Asya denkleminde Hindistan’ı Çin’e karşı ileri mevzi olarak değerlendirdiği yaklaşımı teyit etti.
UZMANLARDAN KRİTİK UYARILAR: “ÇİN TARAFSIZ KALAMAYABİLİR”
Dr. Nurettin Akçay, Hindistan-Pakistan hattındaki olası sıcak çatışmanın Çin’i de pasif konumdan aktif pozisyona çekebileceğini ifade etti. Çin’in hem Pakistan’ın müttefiki hem de Hindistan’ın rakibi olduğuna dikkat çeken Akçay, “CPEC gibi projeler Çin’i tarafsız kalamayacak bir pozisyona sürükleyebilir.” değerlendirmesinde bulundu.
Doç. Dr. Ferhat Çağrı Aras ise “terör saldırısının bölgesel askeri ve ekonomik dengeleri sarstığını, küresel güvenlik mimarisini yeniden tartışmaya açtığını” belirtti. Aras, Hindistan’ın bu krizi içeride seçim kampanyalarına hizmet edecek biçimde de kullandığını savundu.
YENİ SAVAŞ CEPHESİ Mİ? KÜRESEL KRİZLERİN YENİ ADRESİ GÜNEY ASYA OLABİLİR
Dr. Omair Anas, Hindistan ile Pakistan arasında güven artırıcı mekanizmaların uzun süredir askıya alındığını hatırlatarak, “Pahalgam’daki saldırı sonrası askeri bir kriz eşiğindeyiz” uyarısını yaptı. Anas, Hindistan’ın sınırlı operasyon sinyali verdiğini, Pakistan’ın ise uluslararası iş birliği çağrılarıyla zaman kazanmaya çalıştığını belirtti.
