Dünya

ANALİZ I ABD ve Rusya'nın 6,5 saatlik İstanbul buluşması ne anlama geliyor

Rusya ve ABD, İstanbul’da 6,5 saat süren kritik görüşmede diplomatik misyonları ve büyükelçilik faaliyetlerini masaya yatırdı. Yeni süreç başlıyor mu?

Rusya ve ABD, 27 Şubat'ta İstanbul’da kritik bir görüşme gerçekleştirdi. Diplomasinin ağır aksak ilerlediği bu süreçte tarafların bir araya gelmesi, yalnızca ikili ilişkiler açısından değil, küresel güç dengeleri bakımından da dikkatle takip edilmesi gereken bir gelişme olarak öne çıkıyor. Görüşmelerde, özellikle diplomatik misyonların durumu, bankacılık erişimi ve büyükelçilik personelinin statüsü masaya yatırıldı. ABD’nin diplomatik temsilciliklerinde istikrarlı bir personel seviyesinin sağlanması gerektiğini vurgulaması, Moskova'daki büyükelçiliğin işleyişine dair süregelen sorunları gözler önüne serdi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, görüşmeleri olumlu bir atmosferde değerlendirdi. Putin’in "yeni Amerikan yönetimiyle kurulan ilk temasların belirli umutlar doğurduğunu" söylemesi, ABD ile diplomatik ilişkileri yeniden inşa etme sürecinin Kremlin tarafından dikkatle ele alındığını gösteriyor. Ancak, Rus liderin bu iyimserliğine rağmen, görüşmelerin uzun vadeli bir uzlaşmaya dönüşüp dönüşmeyeceği halen belirsizliğini koruyor.

İSTANBUL'DA 6,5 SAATLİK GÖRÜŞME: NE KONUŞULDU?

Görüşmeler, İstanbul’daki ABD Başkonsolosluğu konutunda gerçekleşti. ABD heyetine Dışişleri Bakan Yardımcısı Sonata Coulter, Rus heyetine ise Dışişleri Bakanlığı Kuzey Amerika Dairesi Direktörü Büyükelçi Aleksandr Darçiyev başkanlık etti. Tarafların masaya koyduğu başlıklar oldukça sınırlı olsa da, diplomatik misyonların faaliyetlerini sürdürülebilir hale getirme çabası belirgin bir şekilde öne çıktı. ABD, Moskova’daki büyükelçiliğin personel yetersizliğinden ve bankacılık işlemlerine yönelik kısıtlamalardan şikayetçi olurken, Rusya, Washington yönetiminin geçmişteki politikalarından kaynaklanan bazı sorunları çözüme kavuşturması gerektiğini vurguladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Moskova’daki büyükelçiliğin fonksiyonlarını sürdürebilmesi için bankacılık ve sözleşmeli hizmetlere erişimin artırılması gerektiğine dikkat çekildi. Bu ifadeler, Batı’nın uyguladığı yaptırımların ABD'nin diplomatik temsilciliklerine de zorluk çıkardığını gösteriyor.

BATI’DAN GELEN TEPKİLER VE RUSYA’NIN UYARILARI

Putin, ABD ile başlatılan diyaloğun bazı Batılı çevrelerde rahatsızlık yarattığını dile getirdi. "Rusya-Amerika temaslarının yeniden başlamasından herkesin memnun olmadığını biliyoruz. Batılı elitlerin bir kısmı dünyadaki istikrarsızlığın devamını istiyor" ifadelerini kullanan Putin, görüşmelerin sabote edilmek istenebileceğini öne sürdü. Özellikle Ukrayna krizinin gölgesinde gerçekleşen bu görüşmelerin, Washington ve Moskova arasında belirli bir yumuşama sinyali vermesi, Avrupalı müttefikleri endişelendirmiş durumda.

ABD ve Rusya arasında diplomatik bağların yeniden kurulması fikrine mesafeli yaklaşan çevreler, bu sürecin Ukrayna meselesinde Batı’nın elini zayıflatabileceği görüşünü dile getiriyor. Kiev yönetimi de İstanbul’daki görüşmelere tepki göstererek, ABD’nin Rusya ile Ukrayna’nın katılımı olmadan doğrudan müzakere yürütmesini eleştirdi. Kyiv Post, "İstanbul’da ikinci raunt" başlığıyla verdiği haberde, Ukrayna’sız yürütülen müzakerelerin ülkedeki savaşın geleceği açısından riskler taşıdığını belirtti.

ULUSLARARASI BASINDA İSTANBUL GÖRÜŞMELERİ

İstanbul’daki diplomatik temaslar, dünya basınında geniş yankı uyandırdı. Fransız Le Monde, “Rus ve ABD’li diplomatlar ikinci tur görüşmeler için İstanbul’da bir araya geldi” başlığıyla konuyu duyururken, The Economic Times, Türkiye’nin daha önce Rusya-Ukrayna savaşında taraflar arasında arabulucu rol oynadığına dikkat çekti. Associated Press ise görüşmeleri "Medeni iletişime dönüş" olarak yorumladı. Bu değerlendirme, Washington ve Moskova’nın doğrudan temas kurmaktan kaçındığı dönemin artık geride kaldığına işaret ediyor.

RİYAD’DAN SONRA İSTANBUL: YENİ BİR DİYALOG SÜRECİ Mİ?

Bu görüşmelerin en dikkat çeken yönlerinden biri de, sürecin daha önce Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da başlatılmış olmasıydı. 18 Şubat'ta Riyad'da düzenlenen toplantılarda enerji iş birliği, büyükelçilik faaliyetleri ve Ukrayna krizine dair özel temsilcilerin görevlendirilmesi gibi konular ele alınmıştı. İstanbul’daki temasların ise ağırlıklı olarak diplomatik misyonların sürdürülebilirliği üzerine yoğunlaşması, görüşmelerin aşamalı bir süreç çerçevesinde ilerlediğini gösteriyor.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, İstanbul’daki görüşmelere dair yaptığı değerlendirmede, “ABD ve Rusya arasında çözülmemiş meseleleri çözmeye yönelik her türlü diyalog olumlu bir gelişmedir” ifadelerini kullandı. Ancak bu görüşmelerin, iki ülke arasındaki kriz başlıklarını tamamen çözmeye yetip yetmeyeceği henüz netleşmiş değil.

İSTANBUL’DAKİ TEMASLAR YENİ BİR DENGENİN HABERCİSİ Mİ?

İstanbul'daki görüşmeler, ABD ve Rusya arasında uzun süredir kopuk olan diplomatik ilişkilerin tekrar canlandırılmasına yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak bu sürecin kalıcı hale gelip gelmeyeceği konusunda kesin bir yargıya varmak için erken. Batılı ülkeler içerisindeki bazı çevreler, ABD’nin Moskova ile diplomatik yumuşama sürecine girmesine sıcak bakmazken, Kremlin de sürecin baltalanabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.

Putin ve Kremlin yetkililerinin bu görüşmeleri önemsemesi, Rusya'nın diplomatik izolasyondan çıkmak istediğini gösterirken, ABD'nin süreci nasıl yöneteceği belirsizliğini koruyor. Eğer bu temaslar bir müzakere sürecine dönüşürse, hem Washington'un Avrupa'daki müttefikleri hem de Moskova’nın Çin ile olan ilişkileri açısından yeni bir denge durumu ortaya çıkabilir. Ancak, küresel güçlerin çıkar hesapları düşünüldüğünde, İstanbul’daki temasların etkisinin ne kadar derin olacağını görmek için zamana ihtiyaç var.