Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 22 Ekim 2024 tarihli partisinin grup toplantısında karşılığında "Umut Hakkı"ndan yararlanmasını önermesiyle başlayıp PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat 2025 tarihinde tüm gruplara silah bırakma ve fesih çağrısı yapmasıyla yeni bir aşamaya geçen sürece dair yazılı bir açıklama yaptı.
Abdullah Öcalan'ın çağrısı sonrası milletin umutlu bekleyişini hüsrana değil sevince çevirmek gerektiğini söyleyen Devlet Bahçeli, "terörden çıkar devşirenlerin süreci enfekte etme yarışında" olduğu değerlendirmesini yaptıktan sonra gecikmemek ve geciktirmemenin önemli olduğu görüşünü dile getirdi.
Büyük değişimlerin fırsatlarla birlikte riskler barındırdığına işaret eden Bahçeli, birçok dinamiğin dikkatli yönetilmesi, süratle kongre toplanarak PKK'nın tasfiye edilmesi kararının hayata geçirilmesi, kapsamlı reformlarla milli birliğin güçlendirilmesi ve adalet ve eşitliğin esas alınması gerektiği yönünde ifadeler kullandı.
YÖNETİMDE ESNEKLİK VE CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKUMET SİSTEMİ
Devlet Bahçeli, PKK’nın silah bırakması ve fesih sürecinin uzun vadeli beklenen başarıya ulaşması için siyasi, ekonomik ve toplumsal açıdan yeni atılımlar ve kapsamlı reformlarla milli birliğin daha da güçlendirilmesinin, toplumsal uzlaşı, adalet ve eşitliğin esas olması gerektiğini belirtti.
Bunu mümkün kılacak siyasi ve sosyal şartlar mevcut olduğu görüşünde olan Bahçeli, yönetim sisteminin etkinlik ve esneklik sağlayabilecek özellikte olduğunu savundu ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin siyasî ve toplumsal uzlaşmanın ön plana çıktığı bir yönetim yapısı olduğunu iddia etti.
ÖZGÜR ÖZEL’İN “KOKU UYARISI”
Devlet Bahçeli’nin bu açıklaması CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Bahçeli’nin Öcalan’la ilgili ilk çağrısını yaptığı 22 Ekim 2024 tarihli grup toplantısında yaptığı uyarıyı akıllara getirdi.
Özgür Özel, Bahçeli’nin çağrısının Türkiye’nin sorununu değil, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sorununu çözmek için kurulmuş bir plan gibi koktuğu ve bu yüzden “kötü koktuğu” uyarısında bulunmuştu.
Süreç boyunca başta Özel olmak üzere pek çok toplumsal ve siyasal kesimden Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla başlatılan sürecin Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı adayı olarak iktidarını devam ettirebilecek anayasa değişikliği için ihtiyaç duyulan milletvekili sayısını Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi(DEM Parti) desteğiyle sağlamak amacıyla başlatıldığı eleştirisi getirilmişti.
