Beşiktaş Kulübü’nün eski yöneticilerinden Müslüm Gürel, son günlerde tartışma yaratan Beşiktaş'ın banka protokolü ve borç yapısı konularına ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. SporCast isimli YouTube kanalında Gazeteci Onnik Azinyan’a açıklamalarda bulunan Gürel, yönetimin açıkladığı rakamlar üzerinden tartışma yaratılmasını “suni gündem” olarak nitelendirdi ve asıl sorulması gereken sorulara işaret etti.
“Bu yeni bir şey değil. Yıllardır biriken ve banka anlaşmalarıyla sürdürülen bir protokolün sonuçları bunlar. Neden şimdi gündeme getiriliyor? Asıl tartışılması gereken bu.” diyen Gürel, mevcut yönetimin geçmişte yapılan hatalardan hiç söz etmeden kendi taleplerine zemin hazırlamaya çalıştığını savundu.
Müslüm Gürel, mevcut yönetimin “anormal içeriklere sahip bir yetki talebinde bulunduğu” için genel kurul çağrısı yaptığı görüşünde.
Gürel, önceki yönetimlerin yaptığı hataların bugünkü tabloya neden olduğunu belirterek, o dönemde kimsenin sorumluluk almadığını vurguladı:
“Yıldırım Demirören zamanında Futboldan Sorumlu Asbaşkan olarak görev yaptığında 200 milyon Euroluk bir zarar söz konusuyken bunun sorumluluğunu alıp acaba açıklamada bulundu mu? Gerekçelerini açıkladı mı? Hayır? ”
“GERÇEK TARTIŞMA YAPISAL SORUNLARDIR”
Beşiktaş’ın mali durumunun bilinen bir gerçek olduğunu vurgulayan Gürel, tartışmaların borç ve faiz oranlarından ziyade yapısal sorunlar ve kulübün geleceği üzerine yapılması gerektiğini söyledi:
“Mesela Ricardo ile Aurelio neden tartışılmıyor? Neden 4 buçuk senelik 15 milyon Euro Beşiktaş’ın cebinden çıkıyor? Neden altyapıdan Fahri ya da Poyraz ya da Adnan A Takım’a aynı yeteneklerde aynı özelliklerde ve Beşiktaş kültürüyle yetişmiş oyuncular çıkmıyor da buralara paralar harcanıyor? Neden bugüne kadar harcanan paraların peşine düşülmüyor? Neden bu borçlanmaya sebep olan başkanlar ibra edilip ellerini kollarını sallayarak gitti ve borç yükü tamamen Beşiktaş’a kaldı? Hiçbir sorumluluk almadan çekip gittiler ve hiçbir şekilde yasal bir yükümlülüklere maruz kalmadılar. ”
BORÇ NASIL OLUŞTU?
Beşiktaş’ın öz varlıklarının üçte ikisinin borca gitmiş olduğunu hatırlatan Gürel, 16 milyar TL’lik borcun nedenini sorguladı:
“Elindeki malın kıymetini bilmeyip şimdi Emlak Bankası ve Ziraat Bankası üzerinden bir yapılanma içine girip siyasi bir beklentiye de karşılık verecek bir organizasyon içinde bulunmak ne kadar gerçekçi? Bunun için yetki istemek için de böyle bir algı manipülasyonu yapmak ne kadar gerçekçi? ”
“HER ŞEY MASAYA YATIRILMALI”
Gürel, yapılacak tartışmaların sadece bugünkü yönetimin taleplerine değil, geçmişteki tüm karar vericilerin sorumluluklarına da odaklanması gerektiğini belirtti:
“Eğer gerçekten çözüm isteniyorsa, üretim mekanizmalarına geçiş mi olacak yoksa yine transfer politikalarıyla mı devam edilecek? Bunlar açıkça tartışılmalı. Yoksa sadece bugünün yönetiminin istediği yetkileri konuşmak, gerçeği saptırmak olur.”