Türkiye ekonomisi, 2021 yılından bu yana süren krizle boğuşuyor. Merkez Bankası’nın açıkladığı kapasite kullanım oranı verileri, üretimdeki düşüşü gözler önüne serdi. Kasım ve aralık aylarında alınan kararların etkisiyle sanayi üretimi gerilemeye devam ediyor. 2003’ten bu yana en düşük seviyeye inen kapasite kullanım oranı, yüzde 75’in altına düştü.

Ekonomistler, bu verilerin büyük bir sıkıntıyı işaret ettiğini belirtiyor. Değerlendirmelerde "Bundan en çok etkilenen KOBİ’ler. Finansmana erişim sağlayamıyorlar, kredi bulamıyorlar. Bir yandan döviz baskısı, bir yandan sermaye sıkıntısı üretimi durduruyor. İşsizlik artacak. Önümüzdeki aylarda açıklanacak veriler, sanayi ve istihdamda yaşanan çöküşü net olarak gösterecek” ifadeleriyle durumun ciddiyetine dikkat çekiyorlar.

İnşaat sektöründe de düşüş yaşanıyor. Geleceğe yönelik beklentiler yüzde 2,7 geriledi. Sanayi ve hizmet sektöründe yaşanan daralma, ekonomik krizin boyutlarını genişletiyor. Perakende sektöründe kısmi bir artış olsa da genel ekonomi ağır baskı altında.

Doların 42 Tl Olacağı Tarihi Verdi! 

DOLAR YÜKSELİRKEN EKONOMİK BELİRSİZLİK ARTIYOR

2025 yılının ilk yarısı için yapılan tahminler, dolar/TL kurunun 36 ile 38 lira arasında hareket edeceğini gösteriyor. Uzmanlara göre bu seviyenin belirlenmesinde hükümetin yönlendirmeleri etkili. Ekonomi analistleri, mevcut durumu şu sözlerle değerlendiriyor: “Kur hızlı artarsa carry trade yapılamaz. Faiz ile kur arasındaki farktan kazanç elde edenler, kurun yükselmesini istemiyor. Merkez Bankası, kuru yönetiyor ve yönlendiriyor.”

Ekonomistler, Türkiye’de bankaların dolara yüzde 2,5 ila 3 faiz verdiğini, ancak yurtdışından borçlanırken yüzde 7,5 ile 9 faiz ödediğini vurguluyor. “İçeride vatandaş parasını düşük faizle değerlendirmek zorunda bırakılıyor. Oysa yurtdışına taşıdığı parayla daha yüksek faiz getirisi elde edebiliyor. Bu politikanın sonucu, içeride dövizin kalmaması ve yurtdışına kaçmasıdır” ifadeleriyle mevcut ekonomik çelişkiye dikkat çekiyorlar.

TRUMP’IN POLİTİKALARI PİYASALARI SARSITIYOR

ABD eski başkanı Donald Trump’ın politikaları, küresel piyasalarda dalgalanmalara yol açıyor. Özellikle gümrük vergilerini artırma planı, enflasyonu yükseltecek bir risk olarak değerlendiriliyor. Piyasalar, ABD’de enflasyonun yeniden yüzde 5’in üzerine çıkabileceğini öngörüyor.

Uzmanlar, bu durumun Türkiye dahil tüm dünya piyasalarına yansıdığını belirtiyor. “Amerikan Merkez Bankası faizleri düşüremeyecek. Tahvil faizleri yükselecek, bütçe açığı büyüyecek. Küresel piyasalardaki dalgalanma Türkiye’yi de vuruyor. Geçtiğimiz hafta cuma günü ABD borsaları büyük bir satış dalgasına sahne oldu. Aynı etki Borsa İstanbul’da da görüldü” değerlendirmesini yapıyorlar.

ALTIN VE GÜMÜŞTE YÜKSELİŞ SÜRECEK Mİ?

Altın fiyatları, yeni rekorlarla gündemde. Yatırımcılar, yükselişin süreceğini öngörüyor. ABD’deki ekonomik politikalar ve dolardaki belirsizlikler, altına olan talebi artırıyor. Son dönemde Çin ve Hindistan’dan gelen alımlar da dikkat çekiyor.

Piyasa analistlerine göre, altın fiyatlarının kademeli olarak artmaya devam etmesi bekleniyor. Gümüş ve platin piyasalarında da hareketlilik sürüyor. Özellikle gümüş, arz-talep dengesizliği nedeniyle yükselme potansiyeli taşıyor.

Ekonomi uzmanları, bu süreçte yatırımcıların dikkatli olması gerektiğini belirtiyor. “Altında fiyat artışı sürüyor. Ancak büyük oyuncular piyasayı yönlendirmeye devam ediyor. ABD’nin altın rezervleriyle ilgili belirsizlikler de fiyatları etkiliyor. Bu süreçte ani düşüşler yaşansa da genel trend yukarı yönlü” değerlendirmesini yapıyorlar.

Döviz Piyasasında Kritik Dönem! Dolar Tahmini Geldi (1)

CARRY TRADE İŞLEMLERİNDE REKOR GİRİŞ

Türkiye’de carry trade işlemlerinde büyük bir artış yaşanıyor. Yılbaşından bu yana 11,4 milyar dolarlık giriş gerçekleşti. 14 Şubat haftasında ise 2,7 milyar dolarlık yeni giriş kaydedildi. Toplam carry trade işlemleri 34,1 milyar dolara ulaştı.

Ekonomistler, bu gelişmenin Türkiye için olumsuz etkilerine dikkat çekiyor. “Bu para Türkiye’ye kalıcı olarak girmiyor. Yüksek faiz nedeniyle kısa vadeli kazanç için geliyor. Ancak Türkiye’nin borçlanma maliyetini artırıyor. Merkez Bankası, rezervleri yüksek gösteriyor ama bu geçici bir durum” ifadelerini kullanıyorlar.

BORÇLANMA MALİYETİ YÜKSELİYOR

Türkiye’nin yurtdışından borçlanma maliyeti hızla artıyor. Hükümet, iç piyasada düşük faiz sunarken, yurtdışında yüksek faizle borçlanıyor. Bu çelişki, yatırımcıların parasını yurtdışına taşımasına neden oluyor.

Ekonomi uzmanları, bu politikanın sürdürülemez olduğunu vurguluyor. “Türkiye’de bankalar dolara yüzde 2,5-3 faiz veriyor. Ancak yurtdışında tahvil ihraç ederken yüzde 7,5 ila 9 faiz ödüyor. İçeride düşük faizle vatandaşı zor durumda bırakırken, yurtdışında yüksek faizle borçlanıyor. Bu, paranın yurtdışına çıkmasını teşvik ediyor” yorumunda bulunuyorlar.

Türkiye ekonomisindeki belirsizlik sürerken, hükümetin uyguladığı politikaların yarattığı çelişkiler derinleşiyor. Artan borçlanma maliyetleri, sanayi üretimindeki düşüş ve carry trade işlemleriyle döviz baskısının artması, ekonomik krizden çıkışın giderek zorlaştığını gösteriyor.

Yatırım Tavsiyesi Değildir: Bu haberde yer alan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve herhangi bir yatırım tavsiyesi niteliği taşımaz. Yatırım kararlarınızı, kişisel araştırmalarınız ve mali durumunuzu göz önünde bulundurarak almanız önerilir.

Kaynak: ABC POLİTİK HABER MERKEZİ