Medya ombudsmanı Faruk Bildirici, TELE1’de Zeynel Lüle’nin sunduğu programda dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Bildirici, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçağında yöneltilen bir soruda CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelik suçlamaların yer aldığını belirterek, “Bu bir soru değil, hüküm. Gazeteci böyle konuşmaz” dedi. Bildirici, söz konusu gazetecinin isminin açıklanması gerektiğini ifade etti.
“GAZETECİ SUÇLAMA YAPMAZ, GÖRÜŞ ALIR”
Bildirici, “Gazetecinin görevi görüş almak, kanaat beyan etmek değil. Ama burada Cumhuriyet Halk Partisi'ni illegal örgütlerle ilişkilendiren, suçlayan ve hüküm kuran bir metin okunuyor. Bu gazetecilik değil. Bu bir yargı faaliyetidir” diye konuştu.
UÇAKTAKİ GAZETECİLİK TARTIŞMASI
Zeynel Lüle, söz konusu sorunun uçak röportajlarında sürekli karşılaşılan örneklerden biri olduğunu belirterek, “Erdoğan gömlekle oturur, diğerleri ceketsiz oturamaz. Yaslanamaz. Bu uçaktaki hiyerarşi bile tek başına gazeteciliğin hangi hale getirildiğini gösteriyor” dedi.
İLETİŞİM BAŞKANLIĞI METNİ ORTADA
Bildirici, gazetecilerin İletişim Başkanlığı tarafından yönlendirildiğini hatırlattı: “CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İletişim Başkanlığı’nın gazetecilere gönderdiği yönlendirme metnini mitingde açıkladı. Barış Terkoğlu o metni ortaya çıkardı. Fahrettin Altun metnin varlığını yalanlamadı. Sadece ‘bizim görevimiz budur’ dedi. Bu belge, gazeteciliğin nasıl kontrol edildiğini gösteriyor.”
SORU DEĞİL TALİMAT
Bildirici, uçağa binen gazetecilerin talimatla hareket ettiğini belirterek şu sözleri kullandı: “O soru, muhtemelen İletişim Başkanlığı tarafından yazıldı. Ya da iktidara yaranmak isteyen biri kendi yazdı. Ama içeriği, Erdoğan’ın basına nasıl yön verdiğini açıkça gösteriyor.”
GAZETECİDEN ŞİDDETİ HAKLI GÖSTEREN PAYLAŞIM
Programda, Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül’ün sosyal medya paylaşımları da gündeme geldi. Lüle, Karagül’ün Özgür Özel’e yapılan saldırıdan sonra “Dayak yemekten bıkmadı” diyerek hedef aldığını hatırlattı. “Bu ifadeler muhalefet cephesinden gelseydi anında gözaltı olurdu. Ama Karagül akşamında uçağa binebildi” dedi.
GAZETECİLİKTE EŞ DURUMUNDAN SALTANAT
Bildirici, TGRT’de çocuk işçiliğiyle ilgili bir haberin, patronun eşi Aslıhan Ören’in müdahalesiyle yayından kaldırıldığını açıkladı. “Revna Demirören gibi o da yayıncılığa yön veriyor. Eş durumundan medya yöneticisi olmak rezalettir” dedi. Bildirici, haberin içeriğinin “yoksulluk çocukları çalıştırıyor” başlığı taşıdığını, bu nedenle kaldırıldığını aktardı.
“YARANMA GAZETECİLİĞİ” UYARISI
Faruk Bildirici, mevcut medyada gazetecilik yapılmasının zorlaştığını, gazetecilerin siyasi iktidarın çizdiği sınırlar içinde hareket ettiğini belirtti: “Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘CHP otobüsünün şoförü polise saldırdı, Adalet Bakanlığı’nı aradım’ diyor. Bu, doğrudan yargıya müdahaledir. Ama hiçbir gazeteci bunu sorgulamıyor.”
“TELEF” SÖZÜNE TEPKİ YOK
Bildirici, Erdoğan’ın kullandığı “telef” ifadesine de değindi. “Erdoğan, CHP’liler için bu sözcüğü kullandı. Ancak yandaş medya değil tepki göstermek, eleştiri dahi yapamıyor. Çünkü eleştirirlerse bir daha o uçağa binemezler” değerlendirmesini yaptı.
“YAZI KALSIN DİYE YAZDIM”
Faruk Bildirici, yazısında bu ifadeleri belgeli şekilde ortaya koyduğunu belirterek şunları söyledi: “Gelecek kuşaklar bu dönemi okusun, görsün istedim. Bir zamanlar gazeteci diye tanıtılan kişiler, böyle sorularla iktidarın sözcülüğünü yaptı. Bunu kayda geçirmek istedim.”