İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne(İBB) yönelik yürüttüğü ve suçlamalara konu olan meblağın dayanak olarak gösterildiği Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Mali Suçları Araştırma Kurulu(MASAK) raporunda olmadığı ortaya çıkan “yolsuzluk” soruşturmasında tutuklanan İBB Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu, kendisinin tutuklanmasına varan süreci değerlendirdi.
Siyasal ve toplumsal tarihimizin en sancılı dönemlerinden birinden geçtiğimiz tarifini yapan Ekrem İmamoğlu, bu sancıların sadece olup bitene, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, yoksulluğa ve umutsuzluğa tepkinin sancıları değil, yeni bir başlangıcın doğum sancıları olduğu görüşünde.
İmamoğlu, bundan önceki zor zamanların askeri darbe dönemlerinde yaşandığı, bugün ise ilk kez seçilmiş bir Cumhurbaşkanı; siyasi meşruiyetinin kaynağı olarak milletten başka güç tanımayan, helal oylarla seçilmiş milletin evlatlarına darbecilerin yaptıklarını reva gördüğünü belirtti.
Hepimizin tanık olduğu bu uygulamaların Türkiye’ye ve millete karşı yapılmış aleni bir kötülük olduğu yorumunu yapan Ekrem İmamoğlu, milletin teveccühüne(sevgisine) ihtiyaç duyan bir siyasinin, asla millet aleyhine iş ve işlemlere onay vermeyeceği bu yüzden AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve etrafındaki bir avuç insandan müteşekkil düzenin artık milletin teveccühüne ihtiyaç duymadığı tespitinde bulundu. İmamoğlu bu durumu “gizlenemez bir tehlike” olarak nitelendirdi.
İkinci tehlikenin milletin devletine duyduğu sevgi, özen ve saygıyı yıpratmaya dönük çabalar olduğu görüşünü dile getiren Ekrem İmamoğlu, bu duruma milletçe karşı durulması gerektiğini ifade etti.
Diplomasının iptal edilmesi ve tutuklanmasına varan süreçte ortaya çıkan tepkinin yalnızca kendisine yönelik destekle kısıtlı olmadığını vurgulayan İmamoğlu milletin “özgürlüğünü çalanlara, iradesiyle seçtiği temsilcilerinin yetkilerini çalanlara, alın teriyle kazanılmış haklarını; diplomasını, tapusunu, parasını, malını, mülkünü çalanlara hak ettiği dersi vermek için” ayağa kalktığını söyledi.
SİYASETİ BİTİRMEK İSTEYEN BİR YAPI
Ekrem İmamoğlu, askeri darbe yönetimlerinin ortak özelliğinin hepsinin geçici olduklarını bilerek gitmek üzere geldiklerini hatırlattı. İmamoğlu, bu sefer karşılarında, gitmemek üzere “pervasızca saldıran” ve siyaseti, siyasi rekabeti sonsuza kadar bitirmek isteyen bir rejim kurma iradesi olduğu yorumunu yaptı.
Ekrem İmamoğlu, “tek bir kişinin ihtirasları ve onun kurmaya çalıştığı düzenin” başarılı olması durumunda, 105 yıldır mücadelesi verilen Cumhuriyetin demokrasiyle taçlanması hedefinin ortadan kalkacağı, demokratik rekabete dayalı çoğulcu demokrasinin kaybedileceği ve milletin seçme özgürlüğünün elinden alınacağı uyarısında bulundu.
MİLLET, İRADESİNİN ÇALINMAYA ÇALIŞILDIĞINI GÖRDÜ
İmamoğlu, milletin göz konulanın bir siyasi rakipten fazlası olduğunu, bizzat milletin iradesinin çalınmak istendiğini yüksek ferasetiyle anladığını ve bu yüzden Saraçhane eylemlerine katıldığını ve 23 Mart 2025 tarihinde yapılan seçimde 15 buçuk milyon oy kullandığını ifade etti.
YENİ KATILIM MEKANİZMALARI
Ekrem İmamoğlu, halkın seçimden seçime gittiği sandıklardan fazlasını düşünmeye ve yeni katılım mekanizmaları kurmaya ihtiyaçları olduğunu vurguladı. İmamoğlı ayrıca etkin ve güçlü bir sivil toplumla, özerkleşmiş üniversitelerle, meslek ahlakı ve ilkelerine sadık objektif ve adil medyayla, etkin çalışan istişare ve müzakere mekanizmalarıyla güçlenen bir demokrasiye ihtiyaç olduğu vurgusu yaptı.
Tüm bunların özgürlükçü, çoğulcu, demokratik bir parlamenter sistemle mümkün olduğuna işaret eden Ekrem İmamoğlu, Türkiye’yi bir daha tek kişinin arzularına, ihtiraslarına teslim etmemek için denge-denetim mekanizmalarını tesis etmek, yurttaşlarımızın katılım kanallarını çeşitlendirmek ve güçler ayrılığını kesin ve net biçimde inşa etmek zorunda olduklarını belirtti.
İmamoğlu, gerçekleştirecekleri adalet ve demokrasi devrimiyle gençlerin dünyadaki tüm akranlarıyla rekabet kapasitesini artıracaklarını belirterek milletimi özgürleştirip zenginleştirecek, Türkiye’yi medeniyet yarışında çağ atlatacak ve devleti yeniden saygın, güvenilir ve güçlü kılacak bir devrim yapacaklarını belirtti.
Ekrem İmamoğlu; hiç kimsenin kaybetmediği, her yurttşaın kendini özgür, mutlu ve saygın hissedeceği bir devrimin sanılandan çok daha yakın olduğu görüşünde.
İMAMOĞLU’NUN YAŞADIĞI SÜREÇ
Ekrem İmamoğlu’nun İşletme Fakültesi Dekanlığı’nın 31 yıl önce verdiği ve tekraren mevzuata uygun olduğunu açıkladığı diploması hakkında İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu tarafından 18 Mart 2025 tarihinde iptal kararı alınmıştı.
İmamoğlu, 19 Mart 2025 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü 2 ayrı soruşturmada gözaltına alınmıştı.
İmamoğlu, 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nde Türkiye’nin birinci partisi olan CHP’nin tüm seçim bölgelerinde düzenlediği örgüt denetimindeki ön seçimde yaklaşık 15 buçuk milyon oy alarak Cumhurbaşkanı Adayı olduğu 23 Mart 2025 tarihinde “suç örgütü lideri” suçlaması yöneltilen “yolsuzluk” soruşturmasında tutuklanmıştı.
“Kent Uzlaşısı” nedeniyle “terör örgütüne yardım” soruşturmasında ise Ekrem İmamoğlu hakkında “yolsuzluk” soruşturmasında tutuklanmış olduğu için “kuvvetli şüphe olmasına rağmen” tutuksuz yargılama kararı verilmişti.