SONER BAHADIR

Görevi 20 Ocak 2025 tarihinde devralan Amerika Birleşik Devletleri(ABD) Başkanı Donald Trump’ın “Make America Great Again-Amerika’yı Yeniden Büyük Yapma(MAGA) perspektifiyle Avrupa ile yaşadığı fikir ayrılığı Avrupa’daki güvenlik politikalarını etkilemeye devam ediyor.

Donald Trump’ın ekonomik alanda asıl rakip olarak gördüğü ve “ticaret savaşı” başlattığı Çin Halk Cumhuriyeti’ni(ÇHC) yalnızlaştırmak için Rusya ile yakınlaşmaya başlaması ve Ukrayna krizini Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yakınlaşma vesilesi olarak kullanması Avrupa’nın güvenlik politikalarında ABD’den bağımsız bir güç odağı oluşturma çabalarına neden olmuştu.

TRUMP – PUTIN YAKINLAŞMASI VE AVRUPA MÜTTEFİKLERİ

Trump, Rusya’nın NATO’nun “çerçeveleme” politikası doğrultusunda Ukrayna yönetiminin NATO’ya yakınlaşması nedeniyle 24 Şubat 2022 tarihinde başlattığı “Özel Askeri Operasyon”u “kendisi Başkan olsa hiç başlamayacak” bir savaş olarak niteleyip “savaşları bitiren başkan” iddiasıyla Rusya’ya anlaşma yoluna gidince İngiltere ve Fransa’nın öncülüğünde 2 Mart 2025 tarihinde ABD’nin yer almadığı ve 33 üyesinin 29’unun Avrupa ülkelerinden oluşan Ukrayna İstekliler Koalisyonu kurulmuştu.

Siyasetin Sürekli Düşman İhtiyacı - 2: Ekrem İmamoğlu Suç Örgütü
Siyasetin Sürekli Düşman İhtiyacı - 2: Ekrem İmamoğlu Suç Örgütü
İçeriği Görüntüle

Rusya karşıtı 4 maddelik bir bildiri üzerine bina edilen Koalisyon’un kuruluşundan 2 gün sonra yani 4 Mart 2025 tarihinde, 1 Ekim 2024 tarihinde göreve gelmeden önceki 14 yılını Hollanda Başbakanı olarak geçiren NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin Avrupa Parlamentosu(AP) Başkanı Roberta Metsola ile yaptığı görüşmede “Avrupa Müttefikleri” ifadesini kullanması, Avrupa’nın “kendi yolunu” çizme hamlelerini bir sisteme oturtan gelişme olmuştu.

SINIR GÜVENLİĞİ ANLAŞMASI

Görevi 5 Temmuz 2024 tarihinde devralan Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın son dönemde sınır güvenliği ve göçmenler konusuna ağırlık vermesi dikkat çekiyor.

Bu konuda son dönemde sık sık açıklamalarda bulunan Keir Starmer, Avrupa Birliği(AB) ile bu konuda bir anlaşma yaptı. Anlaşma kapsamında vize suistimaline karşı sert önlemler alınması, Avrupa'daki iltica ve düzensiz göçle ilgili konularda bilgi paylaşımı ve suçluları adalete teslim etmeyi kolaylaştırmak için iş birliğini geliştirme konusunda mutabakat sağlandı.

AB’YE DÖNÜŞÜN YOLUNU MU HAZIRLIYOR?

Anlaşmanın asıl dikkat çeken maddesi ise Birleşik Krallık ve AB arasında yeni bir savunma ve güvenlik ortaklığı kurulması oldu.

Bu madde akıllara 2016 yılında gerçekleşen referandumla kabul edilen ve 2020 yılında yürürlüğe giren Birleşik Krallık’ın AB’den çıkışı(Brexit) konusunu getirdi.

Dönemin Ana Muhalefet Lideri ve İşçi Partisi Genel Başkanı Jeremy Corbyn’in taşıyıcılığını yaptığı kampanya sonrası 23 Haziran 2016’da yapılan referandumda yüzde 51.89 gibi az bir farkla Brexit kabul edilmişti.

Referandumun çok yakın oylarla sonuçlanması Birleşik Krallık’ta 1 Şubat 2020 tarihinde yürürlüğe giren Brexit’in tartışma konusu olmayı sürdürmesine neden olmuştu.

Aynı zamanda İşçi Partisi’nin bugünkü Genel Başkanı olan Keir Starmer’ın AB ile “yeni bir savunma ve güvenlik ortaklığı” anlaşması yapması, Birleşik Krallık’ın İşçi Partisi öncülüğünde çıktığı AB’ye yine İşçi Partisi öncülüğünde geri dönmenin yolunu mu hazırladığı yorumlarına neden oldu.