Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, bazı Türk devletlerinin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne (GKRY) Büyükelçi atama kararlarına ilişkin, "Bu her şeyden önce Avrupa Birliği'nin (AB) ayıbı. Onların bilerek böyle bir neticeyi gerçekleştirme adına oynadıkları sinsi bir oyun. Hukukun üstünlüğünü, insan haklarına saygıyı savunduğunu iddia eden AB’nin böyle bir Rum yanlısı, Kıbrıs Türkü’nü dışlayan bir hamle içerisine girip Türk Devletleri Teşkilatı'ndaki (TDT) ülkeleri kendi oyunlarına alet etmeye çalışması gerçekten AB açısından utanç verici" dedi.
"Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek" temalı Dördüncü Antalya Diplomasi Forumu (ADF-2025) Antalya’da Belek’teki NEST Kongre Merkezi'nde devam ediyor.
Forum dolayısıyla Antalya’da bulunan Ertuğruloğlu, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı değerlendirmede, geçen ay Cenevre'de yapılan Kıbrıs konulu gayriresmi formattaki toplantıda ele alınan konuların konuşulması için Cenevre'ye gitmeye gerek olmadığını belirtti.
Ertuğruloğlu, "Genel Sekreterin böyle bir toplantıya başkanlık yapmasına da gerek yoktu. Garantör ülkelerin Dışişleri Bakanları ile toplantıya katılmasına da gerek yoktu. Bu düzeyde bir katılımı gerektiren konular değildi" ifadelerini kullandı ve şunları kaydetti:
"Konuşulması gereken konular doğru, güven artırıcı önlemler başlığı altında. Burada şuna dikkat etmemiz lazım, olayı gerçek boyutundan çıkarıp sanki 'Kıbrıs konusunda yeni bir müzakere süreci gündeme geldi, geliyor, bu da onun hazırlığıdır' türünde, olayı gerçek boyutunun dışına çıkarmak isteyenler var. Bu oyuna gelinmemesi gerekir. Çünkü bu yapılan görüşmelerde sadece güven artırıcı önlemler ama o da Ada’daki iki devlet arasında güven artırıcı önlemler diye nitelendirilemez. Çünkü Rum tarafı Ada'da tek devlet olarak kendisinin olduğunu, bizim ise o devletin bir azınlık statüsünde olduğumuzu savunuyor. Dolayısıyla Rum tarafı açısından bu konular devlet ile toplum arasında güven artırıcı önlemler bağlamındadır. Güven artırıcı önlemleri konuşmak tabii ki doğrudur, konuşulması gerekir. Ama bunların iki devlet arasında güven artırıcı önlemler kapsamına alınması gerekir. Böyle bir nüans var, kaçırılmaması gerekir. Tekrar edeyim, bu konular konuşulacaksa bu kadar üst düzey katılımla Cenevre’ye gidip toplanmanın bir anlamı yok. Lefkoşa'da Ara Bölge'de Ledra Palace Otel diye bir otel var. İki tarafın müzakerecileri Ada’daki BM Misyon Şefi ile oturup bunlar konuşulur."
"NE RUM TARAFI ZAFER ÇIĞLIKLARI ATABİLİR NE DE BİZ FELAKET SENARYOLARI ÇİZEBİLİRİZ"
Ertuğruloğlu; Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan'ın GKRY'ye büyükelçi atama kararlarını eleştirerek, "Bu her şeyden önce AB'nin ayıbı. Onların bilerek böyle bir neticeyi gerçekleştirme adına oynadıkları sinsi bir oyun" dedi. Bakan Ertuğruloğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hukukun üstünlüğünü, insan haklarına saygıyı savunduğunu iddia eden AB'nin böyle bir Rum yanlısı, Kıbrıs Türkü'nü dışlayan bir hamle içerisine girip TDT'deki ülkeleri kendi oyunlarına alet etmeye çalışması gerçekten AB açısından utanç verici. Hiç de kağıt üzerinde iddia edildiği ulvi ilkeleri temsil eden bir birlik olmadığı ortaya çıkmıştır. TDT'deki kardeşlerin bu hamlesini duygusal olarak değerlendirme yanlışına düşmememiz lazım. Sabırlı olacağız. Bu mücadele uzun soluklu bir mücadeledir. Bu arkadaşların her birinin kendine özgü nedeniyle yaptıkları bir iş olarak değerlendiriyorum. Yapılandan dolayı ne Rum tarafı zafer çığlıkları atabilir ne de biz felaket senaryoları çizebiliriz. Dolayısıyla sabırlı olmamız lazım, soğukkanlı olmamız lazım. Sonuçta biz KKTC adıyla, bayrağımızla TDT'nin gözlemci üyesiyiz. Bu yapılan hareketle bu değiştirilmiş değildir. Biz teşkilat bünyesindeki çalışmalarımıza, faaliyetlerimize eskiden olduğu gibi devam edeceğiz."