YAVUZ KARAMAHMUTOĞLU

Mahmut Uslu başkan adaylığını açıkladı: Melih Gökçek'le Fenenerbahçe'ye kumpas kurdunuz
Mahmut Uslu başkan adaylığını açıkladı: Melih Gökçek'le Fenenerbahçe'ye kumpas kurdunuz
İçeriği Görüntüle

Ali Rıza Sergen Yalçın… Futbolculuğunda “geleceğin Zidane’ı” denilen, teknik direktörlüğünde şampiyonluğu ‘şapkadan çıkaran’ bir akıl. Yetenek tanımının içini boşaltan bir adam. Çünkü onun için sadece yetenekli demek yetmez, futbolun ruhuna dokunan bir zekâdan bahsediyoruz. Ve bugün Türk futbolunun en büyük camialarından biri olan Fenerbahçe, eğer gerçek anlamda bir teknik liderlik arıyorsa, o isimler biri de hiç kuşkusuz Sergen Yalçın’dır.

FUTBOLU SADECE OYNAMADI, OKUDU, HİSSETTİ

Sergen Yalçın'ı tanımlarken Lucescu'nun “40 senelik kariyerimde böyle bir yetenek görmedim, gençken elime geçseydi kimse Zidane’dan bahsetmezdi” sözleri sıradan bir övgü değildir. Bu, bir kuşağın hem teknik hem estetik algısının onunla şekillendiği bir isme duyulan hayranlıktır. Türkiye'de birçok futbolcunun 'disiplin' ekseninde yetiştirildiği bir ortamda Sergen, futbolu bir matematik gibi değil, bir sanat gibi gördü. Oyunu sadece oynayan değil, oyunu gören, anlatan, kurgulayan bir zihindi.

FUTBOLCUDAN DEĞİL, FUTBOLCU KALİTESİNDEN ANLAR

Sergen Yalçın’ın en büyük farkı futbolcu “kalitesi”ne dair eşsiz sezgisidir. Bugün modern futbol kulüplerinde milyar dolarlık scouting mekanizmaları, algoritmalar, veriler ve yüzlerce analist bir araya gelerek bir transfer yapmaya çalışıyor. Sergen Yalçın, tüm bunları üç dokunuşta görüp karar verebilecek kadar sezgisel, doğal ve futbolu bilen bir teknik adam.

2020-21 sezonunda Beşiktaş'ı tüm imkânsızlıklara rağmen çifte kupaya götürmesi bunun en açık kanıtıdır. Elinde yıldızlar yoktu, ekonomik kriz vardı. Ama onun elinde bir “oyun fikri” vardı. Oyuncularına güvenen, onları oyunun merkezine koyan bir teknik direktördü. Ve o oyuncular, belki ilk kez bir sistemin parçası olarak değil, bir hayalin parçası olarak oynadılar.

FENERBAHÇE İÇİN YENİ BİR SİYASET: LİDERİ BELLİ BİR OYUN

Fenerbahçe’nin yıllardır çözemediği en büyük problem: kimlik. Teknik direktör her sezon değişiyor, sistem her üç ayda çöküyor, taraftar sabırsız ama umutlu… Bu döngüyü kıracak tek şey, kulübe liderlik yapacak bir figürdür. Sergen Yalçın, Fenerbahçe'nin tarihsel büyüklüğüyle boy ölçüşebilecek az sayıdaki yerli teknik direktördendir.

Sahaya çıktığında rakibin korkacağı, futbolcunun dinleyeceği, taraftarın bağrına basacağı bir figürdür. Ve evet, Beşiktaşlılığıyla gurur duyan bir adam olabilir. Ama unutulmamalı: Fenerbahçe’ye futbol aklı lazım, romantik geçmiş değil.

FUTBOLDA TUTKUNUN VE ZEKÂNIN BİRLEŞTİĞİ YER

Sergen Yalçın’ın futbolculukta ve hocalıkta ortak bir özelliği var: meydan okuma. Hatayspor maçından önce Ömer Erdoğan’a yaptığı meydan okuma ve ardından gelen 7-0’lık galibiyet, teknik direktörlükte sadece taktik değil, psikolojik üstünlük kurma sanatını da ne kadar iyi bildiğini gösterdi. Bu Jordanvari motivasyon anlayışı, “hayali düşman yaratıp takımı ateşleme” stili, Sergen’in teknik direktörlük repertuarında ayrı bir başlık olarak duruyor.

KISIR DÖNGÜYE BİR TOKAT GİBİ: YALÇIN MODELİ

Sergen Yalçın, Türkiye'de teknik direktörlük mesleğinin ezberlerini bozan bir figürdür. Onun gelişi, sadece bir teknik adamın kulübeye oturması anlamına gelmeyecek. Fenerbahçe’nin kurumsal ifadesi değişecek, futbolun dili dönüşecek. Çünkü onun takımları sadece futbol oynamıyor, hikâye yazıyor. Ve Fenerbahçe, uzun süredir hikâyesi olan bir futbol takımı olmayı unuttu.

FUTBOLU BİLEN ADAMA FUTBOL TESLİM EDİLİR

Bugün Fenerbahçe taraftarının bir bölümü onu geçmiş Beşiktaşlı kimliğiyle görmezden gelebilir. Ama asıl bakılması gereken şey şudur: Türk futbolunda oyunu “bilen” kaç teknik direktör var? Kaç tanesi oyuncuların iç dünyasına nüfuz edebiliyor? Kaç tanesi sahadaki stratejiyi, mikrofon karşısında bile bu kadar net çizebiliyor?

Sergen Yalçın'ın yorumculuk kariyerinde dahi söyledikleri yıllar sonra gerçek olmuş onlarca taktik analiz var. O sadece maçı değil, oyunu anlar. Oyunu görür. Oyunu tarif eder.

Ve bu nedenle, Fenerbahçe'nin ihtiyacı olan şey ne sadece kupa, ne sadece sistem… Asıl ihtiyaç, futbolda karşılığı olan bir akıldır. Sergen Yalçın işte tam da bu yüzden Fenerbahçe'nin teknik direktörü olmalı.

Kaynak: ABC POLİTİK HABER MERKEZİ