AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10 Mayıs 2025 günü Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile yaptığı telefon görüşmesinde, Rusya ile Ukrayna arasında süren savaşta tarihi bir dönemece girildiğini söyledi. Erdoğan, Türkiye’nin kalıcı barış sürecine ev sahipliği yapmaya hazır olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı açıklamasına göre, iki liderin görüşmesinde Türkiye-Fransa ilişkilerinin yanı sıra bölgesel ve küresel gelişmeler gündeme geldi. Erdoğan, Ukrayna ile Rusya arasındaki çatışmanın sona erdirilmesi için önemli bir fırsat doğduğunu ifade etti. Görüşmede, Türkiye'nin ateşkesin sağlanması ve kalıcı barışın inşası amacıyla müzakerelere ev sahipliği yapmaya hazır olduğu mesajı Macron’a iletildi.
İletişim Başkanlığı açıklamasında Erdoğan’ın şu sözlerine yer verildi: “Ukrayna ile Rusya arasında kalıcı barış görüşmelerinin başlatılması ve Ukrayna’nın yeniden inşa sürecinin sağduyulu biçimde yürütülmesi için uluslararası işbirliği kritik önem taşıyor.”
PUTİN ŞARTSIZ MÜZAKERE İÇİN TARİH VERDİ
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 9 Mayıs 2025’te Moskova’da düzenlenen Zafer Günü etkinlikleri kapsamında yaptığı açıklamada, Ukrayna ile doğrudan barış müzakerelerine yeniden başlamaya hazır olduklarını ilan etti. Putin, 15 Mayıs’ta İstanbul’da görüşmelere “herhangi bir ön koşul olmadan” başlanmasını önerdi.
Putin, şu cümleleri kullandı: “Kiev makamlarının 2022 yılında yarıda bıraktıkları müzakerelere yeniden başlamasını öneriyoruz, doğrudan müzakerelere, altını çizerek söylüyorum, herhangi bir ön koşul olmaksızın. Gecikmeden, önümüzdeki perşembe günü, 15 Mayıs’ta İstanbul’da başlamayı teklif ediyoruz.”
Putin, müzakerelerin başlaması durumunda gerçek bir ateşkesin sağlanabileceğini söyledi. Ancak ateşkesin yalnızca Rusya'nın değil, Ukrayna'nın da kararlarına uyması halinde mümkün olacağını vurguladı.
UKRAYNA’NIN YANITI: ATEŞKES OLMADAN MÜZAKERE YOK
Ukrayna yönetimi, Rusya ile doğrudan müzakerelere dönülmesi için ön şart olarak 30 günlük koşulsuz ateşkes talebini yineledi. Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, bu tutumu dün Avrupalı liderlerle yaptığı görüşmenin ardından bir kez daha dile getirdi. Kiev’in bu şartı Kremlin tarafından “dış baskıların ürünü” olarak nitelendi.
Putin, Ukrayna’nın son aylarda önerilen üç farklı ateşkese de uymadığını öne sürdü. Bu ateşkesler arasında, ABD arabuluculuğuyla gündeme gelen enerji altyapılarına yönelik saldırıların durdurulmasını içeren ateşkes, Paskalya döneminde ilan edilen koşulsuz ateşkes ve 9-11 Mayıs’taki Zafer Günü ateşkesi yer aldı.
Rusya Devlet Başkanı, Ukrayna’nın sadece ateşkeslere uymamakla kalmadığını, aynı zamanda Moskova’daki kutlamalara katılan yabancı liderleri “korkutmaya çalıştığını” da iddia etti. Putin bu iddiasını, Zelenski’nin 9 Mayıs’taki tören öncesinde yaptığı güvenlik uyarılarına dayandırdı.
İSTANBUL’DAKİ 2022 GÖRÜŞMELERİNİ HATIRLATTI
Putin, İstanbul’da Mart 2022’de gerçekleşen doğrudan görüşmelere atıfta bulundu. Bu görüşmelerde taraflar, Ukrayna’nın tarafsız statüye geçmesi ve askeri kapasitesinin sınırlandırılması karşılığında Rusya’nın asker çekmesi ve güvenlik garantileri sunması yönünde taslak anlaşmaya yaklaşmıştı.
Ancak Kiev, bu süreçten çekilmiş, Zelenski de müzakereleri sonlandıran bir kararname yayımlamıştı. Bu kararname ile Ukraynalı yetkililerin Putin ile herhangi bir görüşme yapması yasaklanmıştı.
ARABULUCULUK ÇABALARINA TEŞEKKÜR MESAJI
Putin, konuşmasında Çin, Brezilya, Afrika ve Orta Doğu ülkeleri ile Donald Trump dönemindeki ABD yönetiminin barış girişimlerine destek verdiklerini belirtti. Rusya Devlet Başkanı, yeni müzakerelere ev sahipliği yapması için Türkiye’ye başvurduklarını da duyurdu.
Putin’in İstanbul vurgusu, Erdoğan’ın Macron’la yaptığı görüşmede verdiği mesajla örtüştü. Her iki açıklama, Türkiye’nin barış sürecindeki potansiyel rolüne yeniden işaret etti.
SÜREKLİ TIKANAN BARIŞ DİPLOMASİSİ
2022’den bu yana barış girişimlerinin sonuçsuz kalması, sürecin yalnızca diplomasiyle değil, büyük güçler arası nüfuz mücadelesiyle de şekillendiğini ortaya koyuyor. Hem Erdoğan’ın hem Putin’in İstanbul’u adres göstermesi, Türkiye’yi tarafsız arabulucu gibi sunmayı hedeflese de, Batı’dan gelen yanıtlar ve Kiev’in mevcut pozisyonu dikkate alındığında, bu önerilerin hayata geçme olasılığı soru işaretleriyle dolu.
Erdoğan’ın Macron’a yaptığı barış çağrısı ile Putin’in ön koşulsuz görüşme önerisi aynı günlerde gündeme gelirken, Zelenski’nin ateşkes şartını yinelemesi, üç aktörün de farklı düzlemlerde hareket ettiğini gösterdi.
Bu denklemde Türkiye’nin önerdiği arabuluculuk pozisyonunun hangi zeminde karşılık bulacağı ve İstanbul’daki müzakere teklifinin Kiev nezdinde nasıl yankı bulacağı önümüzdeki günlerde netleşecek.