Ekonomist Selçuk Geçer, son yayınında İstanbul'da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından Türkiye'nin karşı karşıya olduğu büyük ekonomik depreme dikkat çekti. Geçer, yaşanan fiziksel sarsıntının can kaybına yol açmamasına sevindiğini ifade ederken, esas büyük tehlikenin ekonomi yönetimindeki zaaflar olduğunu vurguladı. Yapıların sağlamlığına ve kentleşmenin önemine işaret eden Geçer, "Öncelik para değil insan hayatı olmalı" çağrısında bulundu.
EKONOMİ YÖNETİMİNE SERT ELEŞTİRİLER
Türkiye ekonomisinde yaşanan krizi değerlendiren Geçer, ekonomi yönetimini ağır ifadelerle eleştirdi. "Ekonomi yönetiminde olanlar ya durumdan bihaber ya da biliyorlar ama bilmiyormuş gibi davranıyorlar" diyerek iktidarın yanlış politikalarını hedef aldı. Türkiye'de kalkınma programı olmadığını ve ekonomi modelinin bulunmadığını belirten Geçer, para politikaları yüzünden halkın 2016'dan bu yana sürekli fakirleştiğini savundu. Ortalama ücretlerin açlık sınırının altına düştüğünü belirten Geçer, Diyanet’in açıkladığı kurban fiyatlarını örnek göstererek açlık ve yoksulluğun belgelerini sundu.
YABANCILAR TÜRKİYE'DEN ÇIKIYOR
Geçer, Fitch ve UBS gibi uluslararası kurumların Türkiye hakkındaki olumsuz raporlarını gündeme taşıdı. Türk Lirası'ndan çıkışların hızlandığını belirten Geçer, "Ne carry trade'ciler ne yabancı bankalar ne de büyük fonlar TL'de pozisyon almıyor" sözleriyle yabancı yatırımcıların Türkiye piyasalarından uzaklaştığını kaydetti. JP Morgan’ın da Türkiye enflasyon beklentisini yükselttiğini hatırlatan Geçer, "Düne kadar TL'yi övüyorlardı, şimdi dolara dönüyorlar" ifadesini kullandı.
DOLAR VE ALTINDA YÜKSELİŞ BEKLENTİSİ
Geçer, Türkiye'nin büyük bir döviz krizine doğru ilerlediğini ileri sürerek "Dolar tam anlamıyla bir el bombası, hem de pimi çekilmiş bir el bombası" dedi. Kurda yaşanacak bir kırılmayla gram altının 10.000 liranın üzerine çıkabileceğini söyleyen Geçer, "Kur depremi yarın da olabilir, üç gün sonra da olabilir" diyerek uyarıda bulundu. Rezervlerin yetersiz olduğuna dikkat çeken Geçer, bu süreçte TL'nin savunulacak cephanesinin kalmadığını ifade etti.
ÇİN’İN AVRUPA PAZARINA YÜKLENMESİ TEHLİKESİ
Dünya ekonomisindeki gelişmelere de değinen Geçer, Çin’in ABD tahvillerinden çıkarak Avrupa pazarına yöneldiğini ve bunun Türkiye için büyük bir tehlike oluşturduğunu vurguladı. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde'ın açıklamalarını anımsatan Geçer, Avrupa'nın Çin ile ticaretini artırması halinde Türkiye’nin Avrupa pazarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacağını ifade etti. "İhracat pazarlarımızı kaybetme tehdidi kapıda" diyerek ekonomiye yönelik karamsar bir tablo çizdi.
JEOPOLİTİK GERİLİM VE ALTIN
Jeopolitik risklerin altın fiyatlarını destekleyeceğini savunan Geçer, Trump'ın Çin ve Gazze politikalarının piyasalarda belirsizlik yarattığını anlattı. İsrail’e sınırsız destek açıklayan Trump’ın tutumunun Ortadoğu’daki gerilimi daha da tırmandıracağını belirten Geçer, "Bu fluluk altın fiyatlarını yukarı taşıyacak" dedi. Altının ons fiyatında 4.000 dolar hedefini yineleyen Geçer, "Altın emin adımlarla yukarı gidiyor" ifadesini kullandı.
FED VE TRUMP ÇEKİŞMESİ
Amerikan Merkez Bankası (FED) ile Trump arasındaki gerilime de değinen Geçer, ABD'deki enflasyon baskısının faiz indirimi ihtimalini azalttığını dile getirdi. Trump’ın Powell'ı görevden almayı düşünmediğini açıklamasına rağmen, "Trump’ın sağı solu belli olmaz" diyerek piyasalardaki güvensizliğe dikkat çekti.
PİYASALARDA BELİRSİZLİK HAKİM
Tüm bu gelişmelerin küresel piyasalarda büyük dalgalanmalara yol açtığını belirten Geçer, hisse senetleri, Bitcoin ve altın gibi varlıklarda sert hareketlerin süreceğini ifade etti. Belirsizliklerin artarak devam edeceğini vurgulayan Geçer, yatırımcılara dikkatli olmaları yönünde çağrıda bulundu.
