Gazeteci Aytunç Erkin, 11 Mayıs 2025 tarihli Nefes Gazetesi’nde yayımlanan yazısında, 3 Mayıs’ta hayatını kaybeden Sırrı Süreyya Önder’le yaptığı son görüşmeye dair ayrıntılara yer verdi. Erkin, kamuoyunun dikkatinden kaçan bu görüşmenin İmralı süreciyle doğrudan ilişkili olduğunu yazdı.

Erkin, “İmralı sürecini yakından takip eden bir isim bana 'Önümüzdeki üç ay kritik çünkü süreç yeni başladı' dedi” şeklindeki ifadesinin arkasındaki ismin, ölümünden sonra açıklanmak üzere, Sırrı Süreyya Önder olduğunu kaydetti.

GÖRÜŞMELERİN ARKASINDA 15 YILLIK DENEYİM VAR

Önder, çözüm süreçlerinin geçmişine işaret ederek şu değerlendirmeyi yaptı:

“İlk dönemlerde ne devletin ne de karşı tarafın elinde bir içtihat vardı. Krizler karşısında sadece kendi fikirlerimizle hareket ettik. O dönem, döke saça yürütülen, hatalardan ibaret ama tarihi bir girişimdi. Bugün artık 15 yıllık bir deneyim var. Toplum bu sürecin bedelini ağır ödedi. Artık iki taraf da bu yolun yol olmadığını söyleyebiliyor.”

GÖRÜŞMELERİN ÖCALAN’A YANSITILDIĞI İDDİASI

Erkin’in aktardığına göre, Önder görüşmelerin içeriğine dair şu bilgileri verdi:

“Üç İmralı görüşmesi sonrası finale ulaşıldı. İki buçuk aylık süreçte Kandil’le, Suriye’nin kuzeyiyle ve Avrupa’yla temaslar sağlandı. Bunlar propagandaya dönüşmeden yürütüldü. Görüşmelerin Öcalan’a aktarıldığını görüyoruz. DEM ve Kürt siyasetinde silahlı yöntem yerine demokratik mücadelenin savunulduğunu gözlemledik. Bu çevrelerin diğer tarafı ikna ettiğini fark ediyoruz.”

SÜRECİN MERKEZİ ANKARA: ULUSLARARASI AKTÖR YOK

Aytunç Erkin’in, “Bu süreçte uluslararası üçüncü bir göz var mı?” sorusuna Sırrı Süreyya Önder şu yanıtı verdi:

İmamoğlu’nun mesajını çoğaltan avukat cezaevine girdi
İmamoğlu’nun mesajını çoğaltan avukat cezaevine girdi
İçeriği Görüntüle

“Ne kadar olabilirse o kadar varlar. Ancak bu süreç, başkalarını karıştırmadan ilerliyor. Güvenlik temelli sınırlı temaslar dışında bir müdahale yok. Şunu net söyleyebilirim: Şu anki süreçte üçüncü göz yok. Süreç tamamen Ankara merkezli. Bir tarafta İmralı heyeti, diğer tarafta MİT Başkanı İbrahim Kalın, AKP’den üst düzey bir yetkili ve geçmiş süreçlerde rol almış bir devlet görevlisi var. Bu küçük adımlar bugüne getirdi.”

“AKLISELİM BAHÇELİ OLDU”

Önder, süreçte Devlet Bahçeli’nin oynadığı rolü şu sözlerle değerlendirdi:

“Bu süreci dar bir siyasi alana sıkıştırmak doğru olmazdı. Bunu en iyi anlayan Bahçeli oldu. Hamasi söylemden sıyrılınca mesele yüzlerce Gazze potansiyeli taşıyor. Haklı-haksız fark etmiyor. Küresel sistem buranın kendiyle meşgul olmasını istiyor. Bu işin kazananı yok. Merminin yatağındaki sessizlik gibi. Ne zaman, neyle patlayacağı belirsiz. Ne ben, ne sen, ne devlet, ne de örgüt bunu bilebilir. Bir aklıselim gerekiyordu, o da Bahçeli oldu.”

GÖRÜŞMENİN ARDINDAN SUİKAST İDDİASI ORTAYA ATILDI

Erkin, Önder’le 27 Şubat’ta, Abdullah Öcalan’ın mektubunu okuduktan iki gün sonra görüştüğünü belirtti. Bu süreçte Önder’in suikast girişimine uğradığı iddialarının ortaya çıktığını da hatırlattı. Erkin, görüşmenin ardından Habertürk yayınında Önder’in canlı yayına çıktığını ve öncesinde mesajlaştıklarını belirtti.

Önder’in “Sizin kanal İmralı’da çekmiyor” diyerek espri yaptığını da aktardı.

KAYNAĞINI AÇIKLADI, TARİHE NOT DÜŞTÜ

Aytunç Erkin, “kaynağını” ölümünden sonra açıklama kararı aldığını belirtti. “Farklı bakış açılarımız vardı, o beni ‘eski Marksist’ diye nitelerdi, ben de ona ‘senin gibi Marksist olacağıma olmam’ derdim. Ama dostluğumuz vardı” ifadelerini kullandı. Sırrı Süreyya Önder’in sürecin merkezindeki isim olduğunu vurguladı.

Kaynak: NEFES