ALİ YİĞİT
Eski Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı
1 Ekim 2024’te MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin DEM Parti milletvekilleriyle tokalaşması ve ardından 22 Ekim'de Öcalan’ın konuşabileceği bir süreci dillendirmesi, yeni bir tartışma başlattı. Aynı gün DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Öcalan’ın tecridinin kaldırılmasını ve TBMM’de konuşmasını talep etti. Ancak DEM Parti’nin, süreç başında PKK ile organik bir ilişkisi olmadığını açıkça belirtmemesi önemli bir eksiklikti.
Süreçte yapılan taktik hatalar arasında, Bahçeli’nin söylemlerine karşılık daha stratejik yanıtlar verilememesi ve İmralı ziyaretine ilişkin taleplerin Adalet Bakanlığı yerine TBMM üzerinden yürütülmesinin düşünülmemesi öne çıkıyor.
ULUSAL SORUN VE UKTH
Ulusal sorun, kapitalizmin ortaya çıkışıyla birlikte ortaya çıkan bir olgudur. Kapitalizm, imparatorlukların yerine ulus-devletleri getirirken, milliyetçiliği kendi çıkarı doğrultusunda kullandı. Bu süreçte bazı halklar devletleşmiş, bazıları ise başka devletlerin egemenliğinde yaşamaya devam etmiştir. Kürtler, dört ülkeye bölünmüş en kalabalık devletsiz halklardan biridir.
Lenin’in Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı (UKTH) üzerine yaptığı vurgular halen önemini korumaktadır. Bu hak, ezilen halkların özgürce karar verebilmesini savunur. Ancak tarihsel olarak hem Batı kapitalizmi hem de Sovyetler bu konuda tutarsız davranmıştır.
TÜRKİYE’DE KÜRT SORUNU VE PKK’NIN ORTAYA ÇIKIŞI
Kürt sorunu Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan itibaren tabu olarak kalmış, çözüm yerine inkâr ve bastırma tercih edilmiştir. 12 Eylül 1980 darbesi sonrası baskılar yoğunlaşmış, Diyarbakır Cezaevi’nde yaşananlar PKK’nın güç kazanmasına zemin hazırlamıştır. PKK, 1978’de kurulmuş, 1984’te silahlı eylemlere başlamış ve zamanla ulusal bir hareket niteliği kazanmıştır.
ÇÖZÜM SÜRECİ VE SONRASI
2013-2015 arasındaki Çözüm Süreci umut verse de başarısızlıkla sonuçlandı. HDP’nin 2015 seçimlerindeki başarısı sonrası süreç rafa kaldırıldı. PKK ile yeniden çatışmalar başladı, birçok HDP’li siyasetçi tutuklandı. Öcalan tecrit altına alındı ve geleneksel güvenlik politikalarına geri dönüldü.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİ NASIL BAŞLADI?
Devlet Bahçeli’nin süreci başlatan çıkışı bireysel bir adım değil; Türkiye ve ABD’nin Ortadoğu’daki gelişmelere karşı ortak stratejisinin bir parçasıydı. Amberin Zaman’ın 2024 tarihli haberine göre, AKP ile PKK arasında yeni bir çözüm süreci konuşulurken, Öcalan’ın Kandil ile doğrudan görüşmesine izin verildi ve “silah bırakma zamanı” mesajı iletildi.
Erdoğan, Eylül 2024’te ABD dönüşü güçlü bir anayasa hazırlığı sinyali verdi. 2023'teki Aksa Tufanı Operasyonu, İsrail'in bölgeye saldırıları, Esad rejiminin çöküşü ve ABD'de Trump’ın yeniden seçilmesi gibi gelişmeler süreci yeniden gündeme taşıdı.
Sol çevreler, halkların kardeşliğini ve devrimci çözümü savundu. Hüseyin Cevahir ve Oğuzhan Müftüoğlu gibi isimler emperyalist planlara karşı birleşik bir sol mücadele çağrısı yaptı.
SÜREÇTE TARAFLARIN BEKLENTİLERİ
* AKP: Anayasa değişikliğiyle Erdoğan’ın yeniden seçilebilme yolunun açılması.
* MHP: Süreci Bahçeli üzerinden meşrulaştırmak.
* DEM Parti: Kürt sorununa barışçıl çözüm, ancak taraflar arasında ciddi beklenti farkları mevcut.
Sol çevrelere göre süreç, kalıcı barıştan çok siyasi ittifaklara dayalı yeni rejim düzenlemelerinin parçası olabilir. Bu nedenle demokratik muhalefetin güçlenmesi gerektiği vurgulanıyor.
SÜRECİN KRONOLOJİSİ
* Ekim 2024: Bahçeli, Öcalan’ın konuşmasını önerdi. Erdoğan’dan destek geldi.
* Kasım 2024: DEM Parti, İmralı’ya görüşme talebinde bulundu.
* Ocak 2025: Görüşmeler hızlandı. DEM Parti, TBMM ve siyasi partilerle temaslara başladı.
* Şubat 2025: Öcalan PKK’ya silah bırakma çağrısı yaptı. PKK kabul etti.
* Mart-Mayıs 2025: PKK kongresi sonrası kendini feshetti.
* Temmuz 2025: PKK Süleymaniye’de silah bırakma töreni yaptı. Erdoğan “tarihte yeni bir sayfa” dedi. AKP-MHP-DEM Parti üçlü ittifakı ilan edildi.
* Ağustos 2025: TBMM'de “Milli Dayanışma ve Demokrasi Komisyonu” kuruldu.
* Eylül 2025: Öcalan, “Rojava kırmızı çizgim” açıklaması yaptı.
KÜRT SORUNU TERÖR SORUNU DEĞİLDİR
Kürt sorunu, yalnızca PKK'nın silah bırakmasıyla çözülecek bir güvenlik meselesi değildir. Esas olarak Kürtlerin ana dil, kimlik ve kültürel haklarının tanınmasını ve Türkiye'nin demokratikleşmesini içeren bir yapısal sorundur.
Tarihi devrimci gelenek, Türk ve Kürt halklarının ortak mücadeleyle özgürleşebileceğini göstermiştir. Mahir Çayan ve benzeri devrimciler, milliyetçilik yerine sınıf dayanışmasını esas almıştır.
Cumhur İttifakı'nın yürüttüğü süreç, demokratikleşme hedefinden uzak olup daha çok siyasal çıkar ve iktidar hesabına dayalıdır. Basın baskı altındayken, yargı bağımsız değilken, demokratik bir anayasa yapılamaz.
Gerçek bir çözüm, halkın katılımıyla oluşturulacak yeni bir toplumsal sözleşme ve demokratik bir anayasadan geçer. TBMM bu haliyle yeni anayasa yapmamalı; erken seçim kararı alınmalıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türk, Kürt ve Arap ittifakı” vurgusu, laikliği aşındıran, siyasal İslam'ı dayatan bir yaklaşımı yansıtıyor. DEM Parti bu tuzağa düşmemelidir.
DEMOKRATİKLEŞME VE EŞİT YURTTAŞLIK İÇİN TEMEL TALEPLER
Tüm demokrasi güçleri -her şeyi devrim sonrasına ertelemeden- ortak talepler etrafında birleşmeli ve en azından aşağıdaki konularda ortaklaşmalıdır.
* Güçler Ayrılığı ve Hukuk Devleti: Bağımsız yargı, adil yargılama, OHAL ve KHK rejimlerinin sonlandırılması.
* Yerel Demokrasi: Yerinden yönetim, kayyumlara son verilmesi.
* Katılımcı Demokrasi: Seçim barajının kaldırılması, parti içi demokrasinin sağlanması.
* Kimlik ve Anadilde Eğitim: Tüm etnik kimliklerin tanınması ve anadilde eğitim hakkı.
* Laiklik ve İnanç Özgürlüğü: Diyanet’in yeniden yapılandırılması, zorunlu din derslerinin kaldırılması.
* Eğitimde Eşitlik: Bilimsel, laik ve ücretsiz eğitim; YÖK’ün kaldırılması.
* İfade Özgürlüğü: RTÜK’ün lağvedilmesi, basın ve sosyal medya üzerindeki baskıların kalkması.
* Kadın Hakları: 6284 sayılı yasanın uygulanması, eşit temsiliyet.
* Kamu Hizmetleri: Özelleştirmelerin durdurulması, kamusal hizmetlerin ücretsiz sağlanması.
* Çevre ve Doğal Kaynaklar: Halk yararına çevre duyarlı yönetim.
* Hayvan Hakları: Sömürü ve şiddete karşı yasal koruma.
* Şeffaflık ve Denetim: Kamu kaynaklarının denetlenmesi, yolsuzlukla mücadele.
* Sivil Toplum: STK’ların özgürce örgütlenmesi.
* Engelli Hakları: Tam erişim ve siyasal katılım.
* Gençlik Katılımı: Gençlerin siyasal süreçlere katılımı.
* Göçmen Hakları: Ayrımcılıkla mücadele, uyum politikaları.
* Dijital Haklar: İnternet erişimi ve veri güvenliği.
* Sendikal Haklar: Grev ve toplu sözleşme hakkı.
* Ekolojik Haklar: Yerel halkın rızası olmadan doğa tahribatı yapılamaz.
* Yaşlı Hakları: Bakım ve sağlık hizmetlerinin güvenceye alınması.
* Çocuk Hakları: Koruma, katılım ve gelişim hakkı.
* LGBTİ+ Hakları: Eşit yurttaşlık, örgütlenme ve ifade özgürlüğü.
* Sanat ve Kültür Özgürlüğü: Sansürsüz ve destekleyici kültürel ortam.
* Siyasi Yolsuzlukla Mücadele: Şeffaf parti finansmanı ve etik yasalar.
* NATO ve Askeri Anlaşmalar: NATO’dan çıkılmalı, ABD üsleri kapatılmalı, tüm komşularla barış yapılmalıdır.