YAVUZ KARAMAHMUTOĞLU
ABD Başkanı Donald Trump, Kongre’de yaptığı uzun konuşmada ekonomi, göçmen politikaları ve dış politikaya dair iddialı açıklamalarda bulundu. Kendi yönetimini "Amerikan rüyasını yeniden inşa eden" bir güç olarak sunarken, Kanada ve Çin'e karşı ticaret savaşını kızıştıracağını, Ukrayna krizinde yeni bir döneme girildiğini ve Grönland ile Panama Kanalı'na göz diktiğini açıkça ilan etti.
Konuşma boyunca Cumhuriyetçilerin alkışlarıyla desteklenen Trump, Demokratlar tarafından tepkisiz bir sessizlikle karşılandı. Ancak Trump’ın söylemleri, ABD’nin yalnızca iç politikada değil, uluslararası arenada da gerilimi artıracağını gösteriyor.
GÖÇMEN POLİTİKALARINDA SERTLEŞME: ‘ORDUYU SINIRA GÖNDERDİM’
Trump, göreve gelir gelmez ABD-Meksika sınırında ulusal acil durum ilan ettiğini ve ordunun “ülkeyi işgalden koruması” için görevlendirildiğini açıkladı. ABD’de yükselen ırkçılık dalgasına zemin hazırlayan bu söylem, göçmen karşıtı politikaların daha da sertleşeceğine işaret ediyor.
Cinsiyet politikalarına dair de “Sadece kadın ve erkek var” diyerek muhafazakâr kesime göz kırptı. Devlet okullarında “cinsiyet değişim ideolojisinin” öğretilmesini yasakladığını duyurdu.
Trump, bu sert söylemlerle tabanını konsolide etmeye çalışırken, sınır güvenliği bahanesiyle baskıcı politikalarını meşrulaştırma peşinde.
KANADA VE ÇİN’E SAVAŞ AÇTI: ‘NE VERGİ KOYARLARSA AYNISINI YAPACAĞIZ’
Trump, ticaret savaşlarını yeni bir seviyeye taşıyacağını duyurdu. "Bize ne tarife uygularlarsa, biz de onlara tarife koyacağız" diyerek Kanada ve Çin’i doğrudan hedef aldı.
Bu açıklamanın ardından Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Trump’a sert tepki gösterdi. "Donald çok zeki biri olabilir ama yaptığı şey aptalca" diyen Trudeau, ABD’ye 155 milyar dolarlık misilleme tarifesi uygulanacağını açıkladı.
Trump’ın cevabı ise gecikmedi. "Kanada misilleme yaparsa, aynı oranda karşılık veririz" diyerek ekonomik gerilimi tırmandıracağını gösterdi. ABD-Kanada ilişkileri, Trump döneminde hiç olmadığı kadar sertleşiyor.
Bu hamleler, küresel ekonomiyi ve tedarik zincirlerini sarsarken, ABD’nin uluslararası ticarette giderek yalnızlaşacağını gösteriyor.
UKRAYNA KRİZİNDE YENİ DÖNEM: ‘ZELENSKİY MÜZAKERE MASASINA OTURMAYA HAZIR’
Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’den bir mektup aldığını açıkladı. Mektupta, "Ukrayna kalıcı barış için müzakerelere oturmaya hazırdır" ifadelerinin yer aldığını söyledi.
Bu açıklama, Ukrayna’nın ABD’ye tam bağımlı hale geldiğinin ve Washington’ın yönlendirmesiyle hareket ettiğinin açık bir göstergesi. Zelenskiy’nin "ABD ile nadir toprak elementleri anlaşmasını imzalamaya hazır olduğunu" söylemesi ise Ukrayna'nın zengin maden kaynaklarının Amerikan şirketlerine açılacağına işaret ediyor.
Geçen hafta Trump ile Zelenskiy arasında Beyaz Saray’da yaşanan gerginlik ve ortak basın toplantısının iptali, Ukrayna’nın Washington’daki desteğini sorgulamaya başladığının işareti olabilir.
GRÖNLAND VE PANAMA KANALI’NA GÖZ DİKTİ
Trump, daha önce de dile getirdiği Grönland’ı ABD topraklarına katma fikrini yeniden gündeme getirdi. “Eğer isterlerse, onları ABD’ye bekliyoruz” diyerek açıkça bir genişleme sinyali verdi.
Ayrıca “Panama Kanalı’nı geri alacağız” diyerek emperyalist emellerini saklamadı. Kanalın kontrolünün Çin’in etkisi altına geçtiğini iddia eden Trump, “Bunu kabul etmeyeceğiz” dedi.
ABD'nin bu bölgelerde etkisini artırmak istemesi, özellikle Çin ile küresel güç mücadelesini daha da kızıştıracak gibi görünüyor.
VENEZUELA’YA ‘CHEVRON’ DARBESİ: CARACAS’TAN SERT TEPKİ
ABD’nin Venezuela’daki petrol devi Chevron’un lisansını iptal etmesi Caracas yönetimi tarafından tepkiyle karşılandı. Venezuela Devlet Başkan Yardımcısı Delcy Rodriguez, “ABD hükümeti, başarısız muhalefetin baskısına boyun eğdi” diyerek Washington’ı eleştirdi.
Venezuela’nın enerji sektörüne yönelik yaptırımlar, ülkenin ekonomisini daha da zor duruma sokarken, ABD’nin Maduro yönetimini devirmeye yönelik yeni hamleler yapabileceği mesajını veriyor.
FİLİSTİN KONUSUNDA ‘ARAP DÜNYASI’NDAN MESAJ
Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi, Gazze’nin yeniden inşası ve Filistin halkının zorla göç ettirilmesine karşı olduklarını açıkladı. "Arap dünyası, Filistinlilerin zorla göç ettirilmesine karşıdır" diyen Sisi, ABD’nin bölgedeki politikalarına gözdağı verdi.
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ise Trump’ın Filistin politikasına tepki göstererek, “Filistin halkının yerinden edilmesini asla kabul etmeyeceğiz” dedi.
ABD’nin Filistin politikası, Arap ülkeleriyle ilişkilerini giderek daha kırılgan hale getirirken, Washington’ın İsrail yanlısı tutumunu pekiştirmeye devam edeceğini gösteriyor.
TRUMP’IN HAMLELERİ ABD’Yİ DAHA DA YALNIZLAŞTIRIYOR
Trump’ın Kongre konuşması, iç ve dış politikada yeni bir gerilim dalgasını tetikleyeceğini gösteriyor. ABD’nin Kanada ve Çin’le ticaret savaşlarını büyütmesi, Ukrayna’daki politik manevraları ve Ortadoğu’daki agresif tutumu, Washington’ı yalnızlaştıran bir sürecin hızlandığını ortaya koyuyor.
Trump, kendisini "Amerikan rüyasını dirilten lider" olarak sunmaya devam etse de, uyguladığı politikaların dünya genelinde krizleri derinleştirdiği açık. Bu gidişat, ABD’nin küresel izolasyonunu artırırken, ekonomik ve diplomatik cephelerde yeni kırılmaların kapısını aralıyor.