ABD Yüksek Mahkemesi, verdiği kararla, federal yargıçların tek başlarına ülke genelinde geçerli ihtiyati tedbir kararları verme yetkisine sahip olmadıklarına hükmetti. Bu karar, görevdeyken sık sık yargı engelleriyle karşılaşan ABD Başkanı Donald Trump için önemli bir kazanım olarak değerlendirildi.

İsrail, parlamentosunu “farklı formatta” Kudüs’e taşıdı!
İsrail, parlamentosunu “farklı formatta” Kudüs’e taşıdı!
İçeriği Görüntüle

Yüksek Mahkeme yargıçları, hem Trump hem de selefi Joe Biden döneminde, bazı yargıçların yalnızca davaya taraf olanlarla sınırlı kalması gereken kararları tüm ülke çapında uygulayarak yetki aşımına gittiği konusunda ortak görüşe vardı.
Kararın ardından açıklama yapan Trump, özellikle doğuştan vatandaşlık hakkını kısıtlamayı hedefleyen politikalarını ilerletmek amacıyla "derhal dava açacağını" duyurdu. Kararı "büyük, şaşırtıcı bir karar" olarak niteleyen Trump, bunun "anayasa, güçler ayrılığı ve hukukun üstünlüğü için anıtsal bir zafer" olduğunu savundu.

Ancak muhafazakâr çoğunluğa sahip mahkeme, Trump’ın doğuştan vatandaşlığı sınırlayan uygulamasının ülke genelinde hâlâ bloke edilebileceğini de açıkça ortaya koydu. Bu da söz konusu politikaların yasal akıbetinin hâlâ belirsiz olduğunu gösteriyor.

Trump’ın başkanlığı döneminde çıkardığı kararnamelerden biri, ABD’de yasa dışı olarak bulunan kişilerin çocuklarının vatandaşlık hakkı kazanmasını engellemeyi hedefliyordu. Bu yaklaşım, Anayasa'nın 14. Değişikliği ile güvence altına alınan ve ABD'de doğan herkese, ebeveynlerinin yasal durumu ne olursa olsun vatandaşlık tanıyan doğuştan vatandaşlık ilkesine doğrudan meydan okuyor.

"Jus soli" yani "toprak hakkı" olarak bilinen bu ilke, ABD'nin yanı sıra Kanada ve Meksika gibi Amerika kıtasındaki yaklaşık 30 ülkede daha geçerli. Ancak Trump ve destekçileri, bu hakkın kolay elde edildiğini ve “paha biçilemez bir hediye” olan Amerikan vatandaşlığı için daha katı standartlar gerektiğini savunuyor.

Trump yönetimi, ABD’de doğan ancak ebeveynleri vatandaş olmayan çocukların, Anayasa’da geçen “Amerika Birleşik Devletleri’nin yargı yetkisine tabi” olma koşulunu sağlamadığını, dolayısıyla otomatik vatandaşlık hakkına sahip olmadıklarını iddia etmişti.
Yüksek Mahkeme’nin kararı sonrası davalar alt mahkemelere geri gönderilecek. Alt kademe yargıçlar, bundan sonraki kararlarını mahkemenin yeni içtihadına göre yeniden şekillendirmek zorunda kalacak.