Şubat ayı enflasyonu açısından iki temel faktör öne çıkıyor: Döviz kuru ve akaryakıt fiyatları. Doların şubat ayında yüzde 1,6 civarında yükselmesi, önceki aylara kıyasla belirgin bir değişiklik yaratmadı. Akaryakıt zamları da önceki dönemlere kıyasla sınırlı kaldı. Bu gelişmeler enflasyon üzerinde baskıyı hafifletirken, fiyatlama davranışlarındaki bozulma ve yaklaşan Ramazan'ın yaratacağı zam etkisi risk oluşturmaya devam ediyor. Şubat ayı enflasyonunun yüzde 3,25 ile 3,75 arasında gerçekleşmesi beklenirken, merkez tahmin yüzde 3,5 olarak öngörülüyor.
REEL SEKTÖRÜN DÖVİZ POZİSYONU VE RİSKLER
Reel sektörün döviz pozisyonunda dikkat çekici bir gerileme yaşanıyor. Şubat 2024'te 63 milyar dolar olan kısa vadeli döviz fazlası, Kasım 2024’te 24,4 milyar dolara düştü. Uzun vadeli döviz açığı ise 132,8 milyar dolara ulaştı ve Mayıs 2020’den bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Döviz kredileri de artış göstererek 171,7 milyar dolara yükseldi.
Bu veriler ihracatçılar açısından zorlu bir döneme işaret ediyor. TL’nin reel olarak değer kazanmaya devam etmesi, maliyet baskısının sürdüğü bir ortamda ihracatta büyümeyi zorlaştırabilir. Enflasyon beklentileri ise Merkez Bankası’nın son raporuna rağmen kayda değer bir iyileşme sinyali vermiyor. Mart 2024’ten itibaren TL’nin reel değerlenme sürecinde sıkışma yaşanabilir. TL kredi faizleri ise enflasyon seviyesi ve kur dalgalanmalarına göre şekillenecek. Döviz risklerinin artması, reel sektör açısından ek maliyetler yaratabilir.
YABANCILAR VE CARRY TRADE POZİSYONLARI
Son dönemde carry trade pozisyonlarının getirisi azalmaya başladı. Dolar bazında yüzde 45 getiri sağlandığı iddia edilse de, bu getirinin sürdürülebilir olup olmadığı tartışmalı. Kurun sabitlenmesi nedeniyle TL faizleriyle finanse edilen carry trade pozisyonlarına yaklaşık yüzde 35 dolar faizi ödeniyor.
Yabancı yatırımcıların döviz hareketleriyle ilgili asıl ilgi çeken konu, sermayenin rahat hareket edebilmesi. Sermaye sahipleri paralarını yurtdışına çıkarıyor, ardından varlık barışı, KKM ya da tahvil mekanizmaları üzerinden sisteme dahil ediyor. Burada yüzde 60’a varan faiz getirisi sağladıktan sonra tekrar dövize dönerek çıkış yapabiliyorlar. Bu sürecin büyük bölümünün aslında yurtiçindeki sermaye çevreleri tarafından yönetildiği düşünülüyor.
MERKEZ BANKASI REZERVLERİNDE DÜZELME Mİ, GEÇİCİ ARTIŞ MI?
Merkez Bankası’nın rezervlerinde 13 Şubat itibarıyla brüt ve net olarak rekor seviyeler görüldü. Ancak bu yükselişin ardından sadece iki gün içinde 1,1 milyar dolarlık rezerv kaybı yaşandı. Altın etkisi hariç net döviz pozisyonu 59,3 milyar dolara geriledi. Yabancı yatırımcıların, kur artışı nedeniyle getirisi düşen carry trade pozisyonlarını kapatmaya başlaması bu gerilemede etkili oldu. Aynı zamanda yurt içi döviz talebi de yükselmeye başladı.
Offshore faizler yükselmeye devam ederse çıkan yabancı yatırımcıların bir kısmının yeniden giriş yapması mümkün olabilir. Ancak yerli yatırımcıların da döviz alımına yönelmesi dikkat çeken bir unsur. Serbest piyasada TL'nin işlem gördüğü seviyeler, spot kurun üzerine çıkarken spread farkı açılmaya devam ediyor. Altın alımlarının da eklenmesiyle piyasada hareketlilik sürüyor.
Şubat ayı itibarıyla piyasalar, enflasyon, kur dalgalanmaları ve faiz politikaları arasında bir denge arayışına girmiş durumda. Bu sürecin nasıl şekilleneceği, hem küresel faiz ortamına hem de Türkiye’nin iç ekonomik dinamiklerine bağlı olarak değişecek.
CARY TRADE NEDİR?
Carry trade, yatırımcıların düşük faizli bir para biriminden borç alarak yüksek faizli bir para birimine yatırım yaparak kazanç sağlamaya çalıştığı bir finansal stratejidir. Bu stratejide genellikle düşük faiz oranına sahip Japon yeni veya İsviçre frangı gibi para birimlerinden borç alınır ve yüksek faiz veren ülke para birimlerine çevrilerek tahvillere veya mevduat hesaplarına yatırılır.
Yatırımcılar bu süreçte faiz farkından kazanç elde etmeyi amaçlar. Türkiye, yüksek faiz politikası nedeniyle carry trade için cazip bir piyasa haline gelmiştir. Yabancı yatırımcılar TL'ye yatırım yaparak yüksek faiz getirisi elde ederken, döviz kurlarının dengede kalması ya da TL'nin değerlenmesi durumunda ek kazanç sağlama fırsatı yakalar.
Ancak bu stratejinin riskleri vardır. Kur dalgalanmaları nedeniyle yüksek faiz veren ülkenin para birimi değer kaybederse yatırımcılar zarar edebilir. Faiz oranlarında beklenmedik değişimler yaşanırsa getiriler düşebilir. Türkiye özelinde, carry trade yoluyla gelen yabancı sermaye kurun belirli bir seviyede tutulmasına katkı sağlasa da, yatırımcılar risk gördüklerinde hızlı çıkış yaparak piyasada oynaklığa neden olabilir.
Yatırım Tavsiyesi Değildir: Bu haberde yer alan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve herhangi bir yatırım tavsiyesi niteliği taşımaz. Yatırım kararlarınızı, kişisel araştırmalarınız ve mali durumunuzu göz önünde bulundurarak almanız önerilir.