Dünya Gazetesi yazarı Ömer Gençal, 20 Mayıs 2025 tarihli yazısında, finans dünyasının kritik göstergelerinden biri olan carry-to-risk oranını analiz etti. Gençal, 2008 krizini konu alan Margin Call filminden hareketle, getiri ile risk arasındaki ilişkinin yatırımcılar açısından nasıl yanıltıcı bir tablo oluşturduğunu irdeledi. “Görünürde kazançlı olan pozisyonlar bir anda bataklığa dönüşebilir” diyen Gençal, Türkiye’nin bu oran üzerinden tekrar eden bir kriz döngüsüne sürüklendiğini ileri sürdü.

CARRY-TO-RISK ORANI NEDİR VE NEDEN KRİTİKTİR?

Gençal, “carry-to-risk” oranının yatırımcılar için yön tayin edici bir gösterge olduğunu belirtti. “Bu oran, beklenen getirinin oynaklığa bölünmesiyle hesaplanır” diyen yazar, yüksek faiz ile düşük oynaklık birleştiğinde cazip fırsatlar doğduğunu, fakat oynaklık arttığında tüm kazanç illüzyonunun yıkıldığını kaydetti. Gençal, “Yatırımcı, rüzgârı görmeyip sadece şemsiyeye güvenirse savrulur” uyarısını yaptı.

ÜÇ DÖNEMLİK TARİHSEL SEYİR: 1990’DAN 2025’E

Carry-to-risk oranının Türkiye özelindeki tarihsel grafiklerini analiz eden Gençal, üç kritik döneme işaret etti:

1990–2001 döneminde TL faizlerinin çok yüksek olduğunu ancak oynaklığın da zirvede seyrettiğini ifade etti. Bu durumun yatırımcıyı istikrarsız getiriyle karşı karşıya bıraktığını vurguladı.

2003–2020 yıllarını “Carry trade’in altın çağı” olarak tanımladı. AKP’nin ilk yıllarındaki görece istikrar döneminde oranların yatırımcıyı çektiğini, bu dönemde ortalama 1.5–2.0 bandında seyrettiğini aktardı.

2021–2023 döneminde siyasi müdahalelerin arttığını ve oranın 2023 Temmuz’unda -0.31 ile tarihin en düşük seviyesine gerilediğini belirtti. Gençal bu durumu, “Getiri sıfır, risk sonsuz” cümlesiyle özetledi.

2024–2025 DÖNEMİNDE ORANLAR YENİDEN YÜKSELİYOR

Gençal, 2024 sonrası dönemde ekonomi yönetimindeki değişimle birlikte faiz artışları ve oynaklıktaki düşüşün oranı yükselttiğini aktardı. Son carry-to-risk oranının 2.61 olduğunu açıklayan yazar, bu seviyenin yatırımcıların yeniden TL pozisyonlarına yönelmesine yol açabileceğine işaret etti.

Moody’s kredi darbesini vurdu
Moody’s kredi darbesini vurdu
İçeriği Görüntüle

YÜKSEK FAİZİN ALDATICI ETKİSİNE DİKKAT ÇEKTİ

Yazısında, yüksek nominal faizle sağlanan getirinin riskten arınmış bir kazanç algısı oluşturduğunu belirten Gençal, bu illüzyonun özellikle siyasi söylemlerle güçlendiğini söyledi. “Volatilite yükseldiğinde gerçek ortaya çıkar” diyen yazar, “oranlar eksiye düştüğünde artık kazanç değil maliyet konuşulur” ifadesini kullandı.

YATIRIMCILAR İÇİN PUSULA: ORANLAR YALAN SÖYLEMEZ

Gençal, yalnızca faiz oranlarına değil, bu faizin hangi riskle elde edildiğine de odaklanılması gerektiğini vurguladı. Carry-to-risk oranının bu anlamda yön gösterici bir araç olduğunu kaydetti. “Oran yükseliyorsa piyasalar rasyonelleşiyor, düşüyorsa yeni bir döngü başlıyor” diye yazdı.

MARGIN CALL FİLMİYLE PARALELLİK KURDU

Ömer Gençal, Margin Call filminde olduğu gibi Türkiye’nin de riskin göz ardı edildiği benzer senaryoları yaşadığını belirtti. “Bir şeyin her gün kazandırıyor olması onun güvenli olduğu anlamına gelmez” diyen yazar, riskin bazen yalnızca bir “fısıltı” olduğunu ama doğru oranlarla bu fısıltının çığlığa dönüşebileceğini söyledi.

Kaynak: DÜNYA