23 Nisan 2025 günü saat 12:49’da İstanbul’un Silivri açıklarında, Marmara Denizi’nde meydana gelen deprem, Türkiye’nin en aktif ve tehlikeli fay sistemlerinden biri olan Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun batı ucunda gerçekleşti. Kandilli Rasathanesi’nin ön değerlendirme raporuna göre, depremin büyüklüğü hem yerel (ML) hem de moment büyüklüğü (Mw) açısından 6.1 olarak ölçüldü. Sığ odaklı olan depremin derinliği 15.2 kilometre olarak belirlendi.
FAY TİPİ DOĞRULTU ATIMLI, HAREKET YÜZEYDE YOĞUN HİSSEDİLDİ
Depremin odak mekanizması çözümüne göre, olay doğrultu atımlı bir faylanma sonucu meydana geldi. Moment tensör ters çözüm yöntemine göre belirlenen parametreler, fayın 352° ve 82° doğrultularında, yaklaşık 85° eğimli, yataya yakın kırılmalarla enerji boşalttığını gösterdi. Bu özellikler, Marmara Denizi içindeki aktif fay segmentlerinin yüzeye yakın ve yatay atımlı karakter taşıdığını doğruluyor.
ŞİDDET DEĞERİ VIII SEVİYESİNDE, ÇOK SAYIDA KENT SARSINTIDAN ETKİLENDİ
Deprem, İstanbul başta olmak üzere çevre illerde de hissedildi. Kandilli’nin tahmini şiddet dağılım haritasına göre, merkez üssünde hissedilen şiddet değeri VIII olarak belirlendi. Deprem; Silivri (28.9 km), Marmara Ereğlisi (29.7 km), Büyükçekmece (36.7 km) ve Beylikdüzü (38.5 km) gibi ilçelere yakın noktada meydana geldi. İstanbul genelinde ise sarsıntı net biçimde hissedildi ve halkta tedirginlik yarattı.
TSUNAMİ UYARISI 6 DAKİKA SONRA VERİLDİ, ALETSEL GÖZLEMLERLE DOĞRULANDI
Depremin ardından KRDAE Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme Merkezi, saat 12:55’te yani depremin üzerinden yalnızca altı dakika geçtikten sonra tsunami uyarısı yayımladı. Uyarı hem AFAD’a hem de sistem ortağı ülkelere gönderildi. Marmara’daki farklı istasyonlarda yapılan ölçümler, tsunami oluşumunu aletsel olarak doğruladı: Silivri’de 3 cm, Marmara Ereğlisi’nde 2 cm, Erdek’te 6 cm, Esenköy’de 4 cm ve Şarköy’de 5 cm deniz seviyesi değişimi kaydedildi. Tehlikenin sona erdiğine dair son uyarı ise 16:53’te yapıldı.
BÖLGENİN SİSMİK TARİHİ: 1912 MÜREFTE’DEN 1999 İZMİT’E UZANAN BİR HAT
Rapor, tarihsel ve aletsel dönem depremleriyle bölgedeki sismik hareketliliği de ortaya koydu. M.Ö. 1800 ile M.S. 1900 arasındaki kayıtlar, İstanbul’un güneyinde IX-X şiddetinde çok sayıda yıkıcı depremin yaşandığını gösterdi. Aletsel dönemde (1900-2025) ise bölgede 7.0 ile 7.9 büyüklüğünde birçok deprem meydana geldi. Raporda yer alan çarpıcı verilerden biri de 1963 Adalar-İstanbul depreminin merkez üssüne yalnızca 30 kilometre mesafede gerçekleşmiş olmasıydı. 17 Ağustos 1999 İzmit Depremi ise 147 km mesafede, 7.4 büyüklüğünde yaşanmıştı.
TEHLİKENİN HATIRLATMASI: BÜYÜK DEPREM OLASILIĞI SÜRÜYOR
Raporda Türkiye Deprem Tehlike Haritası’na da atıf yapılarak, Marmara’nın özellikle Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerindeki segmentlerinde büyük deprem üretme potansiyelinin halen yüksek olduğu ifade edildi. 2019’da yenilenen haritada bu bölge için yüksek PGA (maksimum yer ivmesi) ve spektral ivme (Sa) değerleri öngörüldü.
HALKA AÇIK UYARILAR: “DENİZ GERİ ÇEKİLİRSE TSUNAMİ GELİYOR DEMEKTİR”
Kandilli raporunun son bölümü, deprem sonrası halk için yaşamsal öneme sahip uyarılara ayrıldı. Denizde ani geri çekilme gözlemlendiğinde bunun tsunami işareti olduğuna dikkat çekildi. Vatandaşlara bu gibi durumlarda yüksek yerlere çıkmaları, kıyılardan uzaklaşmaları ve yetkili kurumlar “tehlike geçti” diyene kadar kıyıya dönmemeleri tavsiye edildi. Bireysel hazırlığın önemine de vurgu yapılan raporda, acil durum planı oluşturulması, eşyaların sabitlenmesi, bina sağlamlığı denetimi gibi önlemler hatırlatıldı.
KANDİLLİ’NİN UYARISI: “RİSK BİTMEDİ, HAZIRLIK ARTIRILMALI”
Rapor, bilimsel verilere dayalı olmasına rağmen halkın bilinçlendirilmesine öncelik verdi. Özellikle İstanbul’un güneyinde aktif fay hatları üzerinde biriken enerjinin henüz boşalmadığı uyarısı, kamuoyuna ciddi bir mesaj niteliği taşıdı. Kandilli Rasathanesi, geçmiş verilerle bugünkü hareketliliği birleştirerek Marmara Denizi’ndeki fay hatlarının potansiyel tehdit olmaya devam ettiğini açık şekilde ortaya koydu.