Gündem

Kızından Sırrı Süreyya Önder'e tarihe geçen mektup...

Ceren Önder Kandemir, babası Sırrı Süreyya Önder’e yazdığı mektubu gözyaşları içinde okudu; kalabalık, salonda nefesini tuttu.

Abone Ol

Sırrı Süreyya Önder’in kızı Ceren Önder Kandemir, İstanbul’da düzenlenen anma töreninde sahneye çıktı. Kalabalığın önünde babası için kaleme aldığı veda mektubunu sesli olarak okudu. “Onunla biz tek bir kişi gibiydik” diyerek sözlerine başlayan Kandemir’in konuşması salonda duygusal anlara neden oldu.

“BEN NE ZAMAN BİR ŞEY YAZSAM BABAMI ARAR OKURDUM”

Konuşmasına katılımcılara teşekkür ederek başlayan Kandemir, “Ben ne zaman bir şey yazsam babamı arayıp telefonda sesli okurdum. Onunla biz tek bir kişi gibiydik. Çünkü sanki kendimi okur gibi okurdum. Onu okurken hatalarını görürdüm” ifadelerini kullandı.

“BABA, HAYATIN BÜTÜN RENGİ GİTTİ”

Törenden bir hafta önce kaleme aldığı mektubu salondakilerle paylaşan Kandemir, şu sözlerle devam etti:

“Baba, baba hayatın bütün rengi gitti. Benim bildiğim hayat bitti. Yeni bir hayat başlıyor şimdi. Ürkütücü, bilinmezliklerle dolu. Daha önce hiç duymadığım bir şeyi senden duyma ihtimalimin kaybolduğu mavrasız…”

“BU ADAM BANA SADECE ÖLEREK ACI ÇEKTİREBİLİR DERDİM”

Çocukluk döneminden itibaren en büyük korkusunun babasını kaybetmek olduğunu belirten Kandemir, “Kendimi bildim bileli seni kaybetmekten korktum. Bu benim tek kabusum, zaafım, burnumdaki sızı, yutağımdaki yumru, karın ağrımdı. Öyle iyi, öyle benzersizdin ki bu adam bana sadece ölerek acı çektirebilir derdim” ifadelerine yer verdi.

“KALP KIRMAMAKTAN DAHA FAZLA KORKARDIN”

Önder’in duyarlılığını ve insan sevgisini vurgulayan Kandemir, şu cümleleri kullandı:

“Gece gece çaldığın kemanın, cümbüşün, udun sesi… Ezberden okuduğun şiirler… Günde beş kere ve her birinde sanki yeni buluşmuşuz gibi bir heyecanla çıktığımız kahveler… Evlere sığamayışın, kimseye kıyamaman, iyiliğe üşenmemen, kimseye gücenmemen, kalp kırmaktan bile daha çok korkma… Birinin onurunu kırmaktan…”

“BEN BABALIĞINA DOYDUM AMA DOSTLUĞUNA DOYAMADIM”

Konuşmasının devamında Önder’in hem bir baba hem de bir dost olarak hayatında kapladığı yeri anlatan Kandemir, “Baba kalbim kırık diye arardım. Baba grip oldum. Baba öksürüğüm geçmiyor. Baba kedim öldü. Baba aşık oldum. Baba uyku tutmadı. Ben babalığına çok doydum. Şimdiye kadar verdiğin tek bana değil, oğluma ve onun çocuğuna bile yeter. Ama dostluğuna doyamadım. O dostluğa doyulur mu?” şeklinde konuştu.

“AÇLIK GREVLERİNE, İŞKENCELERE KIZMAK İSTİYORUM”

Önder’in kişisel sağlığını her zaman geri planda tuttuğunu belirten Kandemir, “İki hafta sonra barış protokolü imzalanacak. Sonra rahatız. Ameliyat da olacağım. İki haftada ne olacak demene kızmak istiyorum. Açlık grevlerine, cezaevlerine, işkencelere, bir tek kendinle ilgilenmeyişine kızmak istiyorum. Yapamıyorum” ifadelerini kullandı.

“YOKSULLUKLA, YETİMLİKLE GEÇEN ÖMRÜNDE ÖFKENİ HİÇ GÖRMEDİM”

Babasına duyduğu derin bağlılığı ve onun gösterdiği mücadeleyi vurgulayan Kandemir, “Doğduğundan beri yoksulluk, yoksunluk ve yetimlikle geçen ömründe sen öfkeni nereye sakladın? Ben hiç görmedim. Herhalde kalbine… Bir tek mülk edinmeden, ikinci bir kaza almadan, kimseden bir şey istemeden, borçsuz ve harçsız, boğazını değil onurunu besleyerek yaşadığın bu dünyadan gidiyorsun” dedi.

"TÜM RENKLERİM SENİN OLSUN"

Veda mektubunun duygusal tonunu sürdüren Kandemir, “Baba giderken neşemin birazını Can ve Yasin'e bırakarak ama rengin tamamını alarak… Sana doyuncaya kadar sevgi verebildim. Her gün söyledim sevdiğimi. Doyunca öptüm, kokladım. Şimdi tüm renklerim de senin olsun. Gerçi sen orada da dostlarını bulursun" dedi. 

“HASTANEDE BİR TÜRLÜ BARIŞ GÖRDÜM”

Konuşmasında babasının barışa olan inancına değinen Kandemir, “Gittin mi barışı görmek istiyordun? Çocukların yetim kalması kalbini parçalıyordu. Sütten de ağzın hiç yanmıyordu. Bir tür barış mıydı bilmiyorum ama hastane koridorlarındaki sınıfsız, bayraksız, hüzünlü, umutlu kalabalıkta barışa benzer bir şey gördüm ben” dedi.

“SENİNLE GURUR DUYUYORUM TURNA KUŞUM”

Konuşmasının sonunda Önder’in kendisine okuduğu şiir dizeleriyle veda eden Kandemir şu ifadeleri kullandı:

“Bana güzel sesinle okuduğun dizelerle biliyorum… ‘Yağmur yağmaz yukarı doğru. Yeniden acımaz olur, silinir gider izi bıçağın. Ama hiçbir rüzgar dolduramaz boş kalan yerini.’ Bir yaşamdan ötekine birlikte uçan turnaların yerini gökyüzünde… Seninle gurur duyuyorum turna kuşum.”