İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun 16 Aralık 2024 tarihinde BAAS yönetiminin devrilmesine destek verdiklerini itiraf etmesi ve İsrail Savunma Kuvvetleri'nin(IDF) cihatçıların yönetime el koymasından beri Golan Tepeleri'ni işgal etmesinin ardından İsrail'in Suriye'ye müdahaleleri bitmek bilmiyor.
Batı ve AKP desteğiyle 13 yıl saldırdıkları Suriye'de 8 Aralık 2024 tarihinde yönetime el koyan silahlı cihatçı grupların öncülüğünü yapan Hey'etu Tahririş Şam(HTŞ) güçlerinin Devrik Devlet Başkanı Beşar Esad dönemi "artıklarıyla mücadele" bahanesiyle Lazkiye ve Tartus kentlerinde Arap Alevileri'ne(Nusayriler) yönelik katliamları sürerken IDF ise Suriye'nin güneyindeki bölgelere "geçmiş rejimden kalan karargahlar" bulunduğunu öne sürerek hava saldırısı düzenledi.
Saldırıda 22 savaş uçağı ve 60'dan hassas güdümlü füze kullanıldı.
İsrail Hava Kuvvetleri’ne ait savaş uçakları; Salı gecesi Suriye’nin güneyindeki radarları ve istihbarat, keşif ve gözetleme araçlarını, ayrıca Suriye'deki geçmiş rejime ait askeri karargahlar ile silah ve mühimmat bulunduran hedefleri vurdu. pic.twitter.com/sRkZdGJjTf
— IDF Türkçe (@TurkishIDF) March 12, 2025
İSRAİL, CUMHURBAŞKANLIĞI'NIN BULUNDUĞU SEMTİ VURDU
IAF uçakları daha sonra Suriye’nin başkenti Şam’ın kuzeydoğusunda bulunan Dummar bölgesindeki bir konut binasına saldırdı.
Suriye Cumhurbaşkanlığı Sarayı da bu bölgede bulunuyor.
ŞARA "HEDEFTE"!
Binyamin Netanyahu, 24 Şubat 2025 tarihinde Suriye'nin İsrail sınırına hakim bölgesinde bulunan Golan Tepeleri'ni işgal ettikten sonra bölgede Dürzi ve Çerkes nüfusun bulunduğu Süveyda, Kunetra ve Dera şehirlerinin askerden arındırılmasını istemişti. Netanyahu, Dürzi nüfusa yönelik herhangi bir tehdide müsamaha göstermeyeceklerini ve HTŞ kontrolündeki güçlerin oluşturduğu Suriye ordusunun Şam'ın güneyine inmesine izin vermeyeceklerini söylemişti.
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar ise Nusayri katliamını nedeniyle 9 Mart 2025 tarihinde Alman Bild gazetesine yaptığı açıklamada cihatçıların kurduğu geçici yönetimin cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'nın "Ebu Muhammed el-Culani" kod adıyla küresel çapta terör örgütü olarak kabul edilen El Kaide'de bulunduğu ve HTŞ'nin kurucu lideri olduğunu hatırlatmıştı.
Ahmed eş-Şara'nın geçmişindeki kanlı eylemlere işaret eden Gideon Sa'ar, Nusayri katliamının beklenmedik olmadığını, Avrupa'nın Şara yönetimine meşruiyet kazandırmaması ve katliamlara ses çıkarması gerektiğini söylemişti.
Netanyahu'nun Celile, Karmen Dağı ve Golan Tepeleri için 2025-2029 yıllarını kapsayan 1 milyar dolarlık planı 10 Mart 2025 tarihinde onaylanmıştı. Binyamin Netanyahu, omuz omuza savaştıklarını belirttiği Dürzilerle aralarında "Kan anlaşması" adında "benzersiz" bir anlaşma olduğunu söylemişti.
İsrail'in bu açıklama ve hamlelerine yönelik Suriyeli cihatçıların kurduğu yönetimden Dişişleri Bakanı olarak atadıkları Esad Hasan eş-Şıybani'nin egemenliklerine ve bağımsızlıklarına yönelik herhangi bir tecavüzü kabul etmeyeceklerine yönelik 25 Şubat 2025 tarihinde yaptığı açıklama dışında bir karşı çıkış gelmedi.
