Analiz

Muharrem İnce'nin rozetsiz dönüşü CHP'ye ne katacak?

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, 4,5 yıl aradan sonra CHP’ye geri döndü. Partisinin fesih süreci başlatılırken, İnce CHP’ye katıldığını "Safları sıklaştırmak lazım" diyerek açıkladı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 'Onun rozeti alnında' diyerek İnce'ye rozet takmadı.

Abone Ol

HABER ANALİZ: ABC POLİTİK

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, 4,5 yıl aranın ardından Cumhuriyet Halk Partisi'ne geri dönme kararı aldı. Partisinin yetkili kurullarında alınan kararla Memleket Partisi'nin fesih süreci başlatılırken, İnce bugün CHP'ye katılacağını açıklamıştı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, alışılmışın dışında İnce'ye rozet takmamasını "Onun rozeti alnında" diyerek açıkladı.

ŞİİRLE DÖNDÜ

Özel'in grup toplantısında döndüğünü açıkladığı İnce, konuşmasına Hasan Hüseyin Korkmazgil'in 'Acıyı bal eyledik' şiiri ile başladı:

"kanadık toprak olduk
çekildik bayrak olduk
döküldük yaprak olduk
geldik bugüne

ekmeği bol eyledik
acıyı bal eyledik
sıratı yol eyledik
geldik bugüne

ekilir ekin geliriz
ezilir un geliriz
bir gider bin geliriz
beni vurmak kurtuluş mu

Ben bugün bir kibir ve pişmanlıkla, kişisel bir hesapla gelmedim. Ben bugün buraya sayın Özgür Özel'in samimi içten davetiyle geldim. Ayrılıklar bazen kırgınlıktan bazen de umudu başka yollar aramakla olur. Benim buraya gelişim geri dönüş değildir, kucaklaşmadır, sarılmadır, hasret gidermedir."

SİYASİ DRAMIN DORUK NOKTASI

Muharrem İnce'nin Cumhuriyet Halk Partisi'ne (CHP) dönüşü, tek başına bir olay olarak değil, on yıllara yayılan bir siyasi dramın doruk noktası olarak görülmelidir. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, parçalanmış bir siyasi aileyi yeniden bir araya getirme, affetme ve aidiyet sinyali vermek için kullandığı güçlü bir siyasi metafor olan "baba evi" kavramı oldukça ses getirdi. İnce'nin ateşli bir taban savunucusundan cumhurbaşkanlığı adayı olmasına, ardından hayal kırıklığına uğramış bir muhalif haline gelip tekrar partisine dönmesine uzanan yolculuğu, Türk muhalefetinin daha geniş ideolojik ve stratejik mücadelelerinin bir mikrokozmosudur.

KÖKLERDEN ZİRVEYE: İNCE’NİN CHP'DEKİ İLK DÖNEMİ

Muharrem İnce'nin siyasete adımı, 1980'li yılların başında sosyal demokrat gelenek içinde atıldı. Siyasi hayatına 1983'te Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP) ile başlayan İnce, 1985-1992 yılları arasında Sosyaldemokrat Halkçı Parti'de (SHP) siyaset yaptıktan sonra, 1992'de yeniden kurulan Cumhuriyet Halk Partisi'ne katılmıştır.

1999’da CHP Yalova İl Başkanı olan İnce, 2002 yılında milletvekili seçilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) girdi. 2002–2014 yılları arasında CHP'nin parlamento çalışmalarında aktif rol oynayan İnce, özellikle AK Parti hükümetlerine yönelik sert muhalefetiyle dikkat çekti. 2010–2014 yılları arasında CHP Grup Başkanvekilliği görevini yürüttü.

İnce, bu dönemde sadece iktidara değil, aynı zamanda CHP'nin merkez yönetimine karşı da mücadele verdi. 2014 ve 2018 yıllarında Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı genel başkanlık yarışına girdi; her iki kurultayda da hatırı sayılır bir destek toplamasına karşın seçimi kaybetti. Bu süreç, İnce’nin CHP içindeki muhalif konumunu ve “parti içinden doğruyu söylemekten çekinmeyen figür” imajını pekiştirdi.

KILIÇDAROĞLU’NA KARŞI KURULTAY SAVAŞI

Muharrem İnce’nin CHP içerisindeki en keskin muhalefet dönemleri, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı sürecinde yaşandı. İnce, bu dönemde iki kez genel başkanlık yarışına girerek, parti içi liderlik mücadelesinde etkin bir aktör olarak öne çıktı.

İlk ciddi meydan okumasını, 18 Ağustos 2014’te CHP Grup Başkanvekilliği görevinden istifa ederek yaptı. Ardından, 5 Eylül 2014’te düzenlenen 18. Olağanüstü Kurultay’da genel başkanlık için adaylığını ilan etti. Bu kurultayda Kılıçdaroğlu 740 delegenin oyunu alırken, İnce 415 oyla önemli bir destek topladı ve güçlü bir alternatif olduğunu gösterdi.

İnce’nin ikinci adaylığı, 3-4 Şubat 2018 tarihlerinde gerçekleşen 36. Olağan Kurultay’da geldi. Bu kurultayda da Kılıçdaroğlu 790 oy alırken, İnce 447 oyda kaldı. Her iki yarışta da galip gelemese de, aldığı yüksek oy oranları parti içindeki ciddi destek tabanını gözler önüne serdi.

Ayrıca İnce, Kasım 2015’te olağanüstü kurultay talebiyle delege imzası toplamaya çalıştı ancak gerekli sayıya ulaşamayarak süreci tamamlayamadı. Bu girişimler, İnce’nin sadece muhalif bir figür değil, aynı zamanda CHP içerisinde uzun süreli bir güç mücadelesinin sembol ismi haline geldiğini ortaya koydu.

2018 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ: ZİRVE VE SONRASI

İnce’nin kariyerinin zirvesi, 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimleri oldu. CHP'nin adayı olarak yürüttüğü kampanya, yüksek tempolu mitinglerle büyük bir halk desteği topladı. İnce, seçimlerde yüzde 30,64 oranında oy alarak bir CHP adayının 41 yıl sonra ilk kez bu barajı aşmasını sağladı.

Diğer yandan aynı seçimde yarışan Selahattin Demirtaş %8.4, Meral Akşener'de %7.29 oy almıştı.

Ancak seçim gecesi yaşanan iletişim krizi, İnce’nin liderlik imajında derin bir yara açtı. Resmî bir açıklama yerine özel bir mesajla "Adam kazandı" ifadesini gazeteci aracılığıyla kamuoyuna ulaştırması, destekçilerinde hayal kırıklığı yarattı. Bu olay, İnce’nin parti içi meşruiyetine ve gelecekteki liderlik iddiasına büyük bir darbe oldu.

CHP’DEN KOPUŞ VE MEMLEKET PARTİSİ

Seçim sonrası dönemde parti yönetimiyle olan gerilim tırmandı. İnce ve ekibi olağanüstü kurultay talebiyle imza topladı ancak başarılı olamadı. 2019 yılında gündeme gelen “Saray’a giden CHP’li” iddiası sonrası Kılıçdaroğlu yönetimiyle tüm bağlarını koparan İnce, 2021’de CHP’den istifa ederek Memleket Partisi’ni kurdu.

“Bin Günde Memleket Hareketi” ile yola çıkan İnce, partisinin ideolojik temelini Atatürkçülük, ulusal egemenlik, milli savunma ve parti içi demokrasiye dayandırdı. Ancak Memleket Partisi, kuruluşundan itibaren ciddi kurumsal sıkıntılar yaşadı. Yüksek profilli çıkışlara rağmen kamuoyu desteği sınırlı kaldı. 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde İnce'nin adaylıktan çekilmesine rağmen aldığı yüzde 0,43 oy, partinin marjinalleştiğinin göstergesi oldu.

LİDERLİK DEĞİŞİMİ VE CHP’YE DÖNÜŞ SÜRECİ

Muharrem İnce’nin CHP’ye dönüşünün zemini, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ardından Özgür Özel’in genel başkanlık koltuğuna oturmasıyla oluştu. Özel’in göreve gelmesi, parti içindeki eski hesaplaşmaların sona ermesine ve yeni bir uzlaşma atmosferinin doğmasına olanak tanıdı.

18 Haziran 2025’te CHP Genel Merkezi’nde Özel ve İnce arasında gerçekleşen tarihi buluşma, birleşmenin zeminini oluşturdu. Ortak basın toplantısında Özel, İnce’yi “baba evine” dönüşe davet etti. İnce ise daveti memnuniyetle karşıladığını ancak karar sürecinde partisinin yetkili kurullarıyla istişare edeceğini duyurdu. Bir hafta süren değerlendirme sürecinin ardından Memleket Partisi’nin feshine ve CHP’ye katılım kararına varıldı.

TAKTİKSEL UZLAŞI MI, KALICI BİR DÖNÜŞ MÜ?

İnce'nin CHP’ye dönüşü, stratejik açıdan hem bireysel hem de kurumsal çıkarların kesiştiği bir noktada gerçekleşti. CHP, laik-milliyetçi seçmeni konsolide etme ve muhalefet cephesinde dağınıklığı önleme hedefini pekiştirirken, İnce için bu adım, siyasi etkisini yeniden merkeze taşıma fırsatı anlamına geliyor.

Ancak bu birlikteliğin ne ölçüde kalıcı olacağı henüz net değil. İnce’nin önceki dönemlerdeki liderlik hırsları ve örgütsel talepleri, partideki dengeyi etkileyebilir. CHP içinde Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş gibi diğer potansiyel lider figürleriyle olan ilişki dinamikleri dikkatle izlenecek.

YENİ BİR SAYFA MI, ESKİ BİR DÖNGÜ MÜ?

Muharrem İnce'nin siyasi serüveni, Türk siyasetinin temel gerilim alanlarını yansıtan bir ayna işlevi görüyor. Bu gerilimler, bireysel liderlik ile kurumsal yapı arasındaki çatışmadan, ideolojik saflık ile pragmatizm arasındaki ikileme kadar uzanıyor.

İnce’nin CHP’ye dönüşü, bir anlamda Türkiye’deki siyasi realitenin yeniden kabulüdür. Yeni partilerin tutunmasının zor olduğu, yerleşik partilerin hâlen çok güçlü yapılar olduğu bir sistemde, İnce için merkeze dönüş; gücünü, etkisini ve siyasi varlığını sürdürebilmenin en akılcı yolu olarak görülmektedir.

Şimdi gözler, bu yeni birlikteliğin önümüzdeki yerel ve genel seçimlerde nasıl bir etki yaratacağına çevrildi. İnce'nin bu kez CHP içinde kalıcı bir rol üstlenip üstlenemeyeceği, hem kendi siyasi geleceği hem de partinin stratejik yönelimi açısından belirleyici olacak.

Ekrem İmamoğlu “iç cephe tahkimi”nin ilkelerini saydı
Ekrem İmamoğlu “iç cephe tahkimi”nin ilkelerini saydı
İçeriği Görüntüle