Panama Kanalı, küresel güç mücadelesinin tam ortasında kaldı. ABD ve Çin'in jeopolitik rekabeti, bu stratejik su yolunun kontrolü üzerinden yeni bir boyut kazandı. Panama Devlet Başkanı Jose Raul Mulino, ABD’nin ‘ücretsiz geçiş’ iddiasına sert çıkarken, Çin ile yapılan Kuşak ve Yol Girişimi anlaşmasından da çekildiklerini duyurdu.
WASHINGTON’UN ‘ÜCRETSİZ GEÇİŞ’ DAYATMASI
ABD Dışişleri Bakanlığı, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada "ABD hükümet gemileri artık Panama Kanalı'ndan herhangi bir ücret ödemeden geçebilecek." iddiasını ortaya attı. Bakanlığa göre bu karar, Washington yönetimine yılda milyonlarca dolar tasarruf sağlayacaktı.
Ancak bu açıklama, Panama hükümeti tarafından anında yalanlandı. Devlet Başkanı Jose Raul Mulino, "Bu açıklama beni şaşırttı çünkü gerçekle bağdaşmayan beyanlarda bulunuyorlar. Kabul edilemez." ifadelerini kullanarak Washington’a rest çekti.
Mulino’nun tepkisi, ABD’nin sadece ekonomik bir hamleyle değil, Panama’nın egemenlik haklarını göz ardı eden bir tavırla hareket ettiğini düşündüğünü ortaya koydu. ABD'nin dayatmalarına boyun eğmeyeceğini net şekilde belirten Panama lideri, ulusal Anayasa'nın çiğnenmesine izin vermeyeceğini vurguladı.
PANAMA KANALI'NIN GÖLGESİNDEKİ ABD-ÇİN ÇEKİŞMESİ
Panama Kanalı, küresel ticaret için hayati önem taşıyor. ABD ve Çin arasındaki güç mücadelesi, bu stratejik su yolunu jeopolitik bir savaş alanına dönüştürdü. Washington yönetimi, kanal üzerindeki kontrolünü pekiştirmek isterken, Pekin’in Latin Amerika’daki ekonomik varlığını genişletmesine engel olmaya çalışıyor.
ABD Başkanı Donald Trump, kanal üzerindeki Çin etkisini doğrudan hedef aldı. "Anlaşmayı ihlal ettiler. Panama Kanalı'nı ya geri alacağız ya da çok güçlü bir şey olacak." sözleriyle, Washington’un bu konuda pasif kalmayacağını açıkça ilan etti.
Trump’ın bu çıkışı, ABD’nin Latin Amerika’daki nüfuzunu yeniden tesis etme çabasının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Kanal, Washington için yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda askeri ve stratejik bir unsur olarak da önem taşıyor.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, 3 Şubat’ta Panama’ya yaptığı ziyaret sırasında, Washington’un Panama üzerindeki etkisini artırma yönündeki çabalarını sürdürdü. Mulino ile görüşen Rubio, Çin’in bölgedeki etkisini sınırlandırmaya yönelik taleplerini dile getirdi.
Mulino ise bu taleplere net bir yanıt verdi: "Panama Kanalı'nın egemenliği tartışmaya kapalıdır. Kanal Panama tarafından işletilmeye devam edecek."
Bu açıklamalar, Panama'nın ABD'nin baskılarına rağmen bağımsız bir politika izleme niyetinde olduğunu gösterse de, Washington’un bölgedeki hamlelerini artıracağını gözler önüne seriyor.
KUŞAK VE YOL'DAN AYRILIK: PANAMA'NIN JEOPOLİTİK TERCİHİ Mİ?
Panama Devlet Başkanı Jose Raul Mulino, ülkesinin Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’nden çekileceğini duyurdu. Pekin yönetiminin Latin Amerika’daki ekonomik yatırımları açısından büyük bir darbe olarak yorumlanan bu karar, ABD’nin Panama üzerindeki baskılarının sonuç verdiğini düşündürdü.
Mulino, bu kararın tamamen kendisine ait olduğunu vurguladı. "Bu anlaşmayı imzalayanların neye güvenerek böyle bir adım attığını bilmiyorum. Kuşak ve Yol Girişimi Panama'ya ne kazandırdı?" ifadeleriyle önceki hükümetleri eleştirdi.
Çin ile yapılan mutabakat, her üç yılda bir otomatik olarak yenileniyordu. Ancak taraflardan biri, üç ay önceden bildirimde bulunarak anlaşmayı feshedebiliyordu. Panama yönetimi, bu hakkını kullanarak Pekin’e anlaşmanın yenilenmeyeceğini resmen bildirdi.
ABD’nin, Çin’in Latin Amerika’daki ekonomik nüfuzunu kırmak için ciddi bir baskı politikası izlediği biliniyor. Rubio’nun Panama ziyareti ve Trump’ın sert söylemleri, Washington’un Panama yönetimini bu karara zorladığı iddialarını güçlendiriyor.
Rubio, 2 Şubat’ta Panama ziyaretinde, "Çin’in Panama Kanalı üzerindeki etkisi azaltılmalı, aksi takdirde gerekli önlemleri alacağız." diyerek Washington’un durumu yakından takip ettiğini ifade etmişti.
ABD’NİN PANAMA ÜZERİNDEKİ BASKISI ARTACAK MI?
Panama, bir süredir ABD ve Çin arasındaki güç mücadelesinin merkezinde bulunuyor. Mulino’nun ABD’ye sert çıkışları ve Çin ile yapılan anlaşmayı iptal etmesi, Panama'nın bağımsız hareket etme isteğini yansıtsa da, Washington’un baskılarının süreceği bir gerçek.
ABD, Latin Amerika'da Çin'in ekonomik etkisini kırmaya çalışıyor. Panama Kanalı gibi stratejik bir geçiş noktasının tamamen Washington'un kontrolüne girmesi, ABD'nin küresel stratejisi açısından büyük bir avantaj sağlayacaktır.
Panama yönetimi, kısa vadede bağımsız bir dış politika izlediğini gösterse de, ABD'nin ekonomik ve askeri baskısı karşısında uzun vadede nasıl bir yol izleyeceği belirsizliğini koruyor.
Çin, Kuşak ve Yol Girişimi’nden çekilen Panama’ya karşı nasıl bir tepki verecek? ABD, Panama üzerindeki kontrolünü ne ölçüde artıracak? Washington’un Kanal üzerindeki 'ücretsiz geçiş' baskısı nasıl sonuçlanacak?
Panama Kanalı, yalnızca bir su yolu değil, aynı zamanda küresel güç mücadelesinin en sıcak noktalarından biri haline gelmiş durumda.