"Neoliberal eğitim düzeni dinsel öğeleri; dolayısıyla itaat gibi değişkenlerini de kendine referans aldığı bir gerçektir."

Çeşit aydınlanma tanımı yapılmasına rağmen, bu yazıda aydınlanmanın tanımı; insanları erişkin olmama durumundan kurtaran bir süreç, insanın aklını her yönüyle her bakımdan çekinmeden kitlelerin önünde apaçık olarak kullanmak özgürlüğü olarak kullanılmaktadır.

Ülkemizde aydınlanmaya ket vuran uygulamalarla karşılaşmamak mümkün değildir. Özellikle sermaye çevrelerinin çıkarlarının güdümünde olan neoliberal eğitim düzenin yapılandırılması düşündürücüdür.

Parası olanların eğitime erişiminin daha çok kolay olması; diğer taraftan parası olmayanların istenen ölçüde eğitime istenen ölçüde erişememesi ülkemizin aydınlanmasını tam olarak engellemektedir. Açıkçası böyle bir düzende kazananların yanında kaybedenlerin olması da başlı başına bir sorun olarak değerlendirilmelidir.

Neoliberal eğitim düzeni dinsel öğeleri; dolayısıyla itaat gibi değişkenlerini de kendine referans aldığı bir gerçektir. Bu nedenle, toplum üyelerinin neoliberal eğitim düzeni ile özgürleşeceğini ileri sürmek de mümkün değildir. Bu nedenle adım adım muhafazakar anlayışın yaygınlık kazanması böyle bir anlayışın kanıtı olarak sunmak abartı sayılmamalıdır.

Ülkemizde neoliberal eğitim düzeni aslında kindar ve kabalizmin en çok öngördüğü girişimci öğrencileri yetiştirmek gündemde yerini korumaktadır.

Özgürleşemeyen ve geleceğin yetişkinleri olan öğrencilerin demokratik yaşama katkı sunması veya benimsemesi de mümkün değil.

Elbette böyle bir anlayış gelecekte bu öğrencilerin başka/başkalarına bağımlı bir hayat sürdürmesi anlamına gelecektir. Bu da neoliberal çevrelerin ve ona hizmet edenlerin en çok istediği şeylerden biri olarak kendini değerlendirmelidir.

Şimdilik neoliberal çevrelere hizmet eden eğitim düzeni tersine çevrilebilir. Demokratik bir anlayış içerisinde ilkeleri, teorisi, felsefesi, uygulamaları kapitalizm dışında olan belirlenecek bir eğitimle mümkün olabilir.