Teorik bakıştan yoksun önceden belirlenmiş politik amaçları, sanki teorik dayanakları varmış gibi göstermeye kalkmak, boş bir çabadır.
Marx’ın bu konuda yeterince anlaşılmamasının en önemli nedenlerinden birisi, bizim bugün hala Marx’ın aşmak amacıyla eleştirdiği modern dünyanın ulusları inşa ediş biçimi ve ulusların birbiriyle bugün...
Sosyalizmin ilk edimi aşkın mülkiyetin tahakkümünden kurtarılması olmuştur. Budur Marx’ın düşüncelerinin eseri.
Marx’ın meta eleştirisi, doğanın metalaştırılmasının, üretilen ürünün meta olarak üretilmesinin ilkesel bir eleştirisidir.
Marx’a göre, doğayı, çevresini, tüm koşullarını sürekli değiştiren ve bunu yaparken kendisini de sürekli değiştiren bir varlıktır.
Marx’ın kadının kadın olarak ve insanın insan olarak köleleştirilmesinin kaynaklarını araştırmak için mülkiyetin kökenini araştırdığı biliniyor.
Bu nedenle gencecik insanlar biyolojik saate karşı direnerek bedenlerinin estetik değerinin süresini artırabileceklerini sanıyorlar.
Türklerin Anadolu’da yarattıkları uygarlığı, Anadolu’nun kadim kültürlerinden bağımsız düşünmek mümkün müdür?
Öyleyse Lozan’da emperyalist ülkelerin engellemesi nedeniyle Kürt problemi çözülememiştir. Bu problem emperyalist ülkeler tarafından arzulanan bir durumdur.
Zıvanasından çıkmış dünyada insanlığın bütününü oluşturan toplumlar, uluslar, etnik gruplar, büyüklü küçüklü tüm halklar birbirine düşürülmüş durumda.
Sadece Türkiye’ye has olmayan bu politik yönelim ve görünüm, uluslararası alanda kapitalizmin “feodalleşmesi” kavramı ile açıklanmaya çalışılıyor.
Sırrı Süreyya’nın eleştirisinin Cumhuriyete yönelik bir sosyalist eleştiri olduğunu görmemek genel bir cumhuriyet ve laiklik reddiyesi çıkarmak mümkün değildir.
Bu bağlantı sizi https://abcpolitik.com dışındaki bir siteye yönlendiriyor.