Bu yazı dizisinde Trump vesilesiyle Amerikan komploları incelenecek, onu oluşturan iklim, nabız ortaya çıkarılmaya çalışılacaktır.
Trump ve sair kişileri, nabızları ortaya çıkaran bir takım komplo teorileri var. Bunları anlamak o söylemi yıkmak açısından önem kazanmakta. Bu yazı dizisinde Trump vesilesiyle Amerikan komploları incelenecek, onu oluşturan iklim, nabız ortaya çıkarılmaya çalışılacaktır.
Bunun bizim gibi ülkelerde de uzantıları var tabiatıyla. Komplo teorileri mümbit bir alan, uluslararası sistemi kestirmeden anlatmaya çalışanlar için bulunmaz bir nimet. Fazla derine inmiyorsun bir de herkesten daha özel bir beynin olduğu için sen olanları kavrıyor ve özellik kazanıyorsun. Bu da sana sıradan insanların içinden ayrılma bir çeşit ölümsüzlük psikolojisi veriyor. Komplo teorilerini oluşturan ve onu yayanlar böyle bir ayrıcalıklı beyni olduğu için de tabir-i amiyane yürüyüşleri değişir. Kısa yoldan Yahudi, derin dünya devleti, mason, İlluminati, 12 aile, küresel komplo ve sair yuvarlak göndermeler her şeyi peşinen çözmeye yarar. Bu ifadeler onlar için şemsiye kavramlardır, istediği olayı ya da kişiyi bunun içine sokarlar.
Bu yazı dizisinde zaman zaman günümüz zaman zaman da geçmişten örneklerle Trump gibileri oluşturan halet-i ruhiye incelenecektir.
Burada elbette bizimle ne alakası var denebilir ancak şunu söylemeliyim ki bu tür komplocu-popülist liderleri aynı halet-i ruhiye yaratıyor. Biz de de Sabatayist, Selanikli, mason, gizli din taşıyanlar, Lozan’ın gizli maddeleri ve sair şeyler de benzer iklimden neşvünema oluyor. Söylem bir tomar halinde oluşuyor, bunları çözmek zorundasın.
Söyleme ya karşı söylemle ya da bizatihi o söylemin içine girerek, onun dinamiklerini kullanarak içeriden yok edebilirsin. Burada yine etik veya hegemonik nedenlerle onların kavram setleriyle düşünmenin yanlış olacağı söylenecektir kuşkusuz. Söylensin, oyun oynarken karşındakinin elini aynayla ya da başka bir şekilde gördüğünde ona söyler misin, yoksa ona göre mi oyun kurarsın, budur önemli olan. Söylemi içine girip manipüle etme, patlatma tam da budur işte.
Yahudi asıllı demokrat Anthony David Weiner yazıya konu olan 2016’daki olaydan daha önce de çeşitli defalar kadınlara ve küçük yaştaki kızlara yönelik cinsel içerikli fotoğraflar yolladığından dolayı ifade vermişti. Twitter’da “beyaz üstünlükçü” paylaşım yapan bir hesap 2016’daki son olayı araştıran NYPD’nin Weiner’in e-postaları incelerken Demokrat partililerden oluşan bir pedofili ağı bulduğunu iddia eder. Ardından Hillary Clinton’un kampanya danışmanı Podesta’nın mailleri ele geçirilir. WikiLeaks Podesta’dan alındığı belirtilen binlerce e-posta yayınlar. Sızıntı araştırıldığında bu saldırının Secureworks adlı bir siber güvenlik şirketi, Fancy Bear adlı Rus hacker grubu ve Phishing yöntemiyle olabileceği iddia edilir.
Bundan sonra o meşhur “Rusların Trump lehine seçimlere müdahale” tezi ortaya çıktı. Yani karşı komplo da aslında işlense bayağı mümbit bir hikâye.
İşte bundan sonra kıyamet koptu tam bir delirium hali ortaya çıktı. Komplo teorileri 4Chan, 8Chan, Twitter ve sair kanallar eliyle yayıldı. Bu paylaşımları Facebook, Twitter ve başka platformlar engelleyince bu kez de küresel derin devlet müdahalesi söylentisi yayıldı. Yani Elon Musk’un Twitter’ı satın alması aslında bir mevzinin ele geçirilmesi anlamındaydı aynı zamanda.
PİZZAGATE OLAYI
İrangate olayından mülhem Pizzagate adlandırması komplonun merkezine oturdu. BBC’nin haberine göre; Washington'daki bir pizza restoranı Comet Ping Pong'un sahibi James Alefantis, büyük bir Demokrat Parti destekçisi olarak hem Obama hem de Hillary Clinton için yardım toplamıştı Kariyerinin ilk dönemlerinde sağcı bir gazeteciyken sonrasında demokratlara yaklaşan David Brock ile bir ilişkisi olmuştu. Clinton'la hiç tanışmamış olan Alefantis, Podesta'nın bağış toplama etkinlikleriyle ilgili nasıl olduysa artık maillerde yer aldı.
BBC’ye göre iddialar ilk başta Reddit’de başlamış sonra yayılmış bir de üstüne Türkiye’deki hükümet medyasında teveccüh oluşmuştu. Tweetler Türkçe yayınlanırken etiket #Pizzagate olarak açılmıştı. Hükümet medyasının söylediğine göre bir süre önce ortaya çıkan Ensar vakfında çocuk istismarına yoğun tepki gösteren laik kesim (!) bu olaya sessiz kalarak iki yüzlülük göstermiş, bu yüzden Twitter kanalıyla bu gündemi tutmaya çalışmışlar.
Hikayelerden bayağı bir darbe alan Hillary Clinton lehine Twitter’da #GoHillary etiketi açıldı. Sonrasında bunu Clinton’un mitinginde sahne alan Jennifer Lopez’in başlattığı anlaşıldı. Trump buna karşı “Wow, Twitter, Google and Facebook are burying the FBI criminal investigation of Clinton. Very dishonest media!”(1) tweetini paylaşarak klasik Facebook, Twitter ve sair küresel komploya ima yapmayı kaçırmadı.
Reddit’te Trump paylaşımları yapan r/Donald hesabı /r/pizzagate adlı yeni sayfadan bu konuyu sündürmeye devam etti. Reddit Doxing yani özel hayatın gizliliği prensibini ihlal nedeniyle bu sayfalara engel getirdi. Onlar da paylaşımlarını Reddit benzeri bir site olan Voat’a kaydırdı.
Peki iddiaya göre Comet Ping Pong” restoranında sistem nasıl işliyordu?
ADRENOCHROME HORMONU
Bu hormondan Huxley “The Doors of Perception”, Burgess “Clockwork Orange” kitabında bahsetse de Gonzo gazeteciliğin mucidi olan Hunter S. Thompson’un, 1971 tarihli “Fear and Loathing in Las Vegas” adlı kitabında ve ondan birkaç yıl sonra çekilen Terry Gilliam’ın aynı adlı filminden sonra adrenochrome yaygınlaşmıştır. Thompson’un söylediği gibi bu hormon cesetten çıkarılamaz, yaşayan bir insandaki adrenalin bezlerinden alınmalıdır. Gilliam, ilacın tamamen kurgusal olduğunu ve böyle bir maddenin varlığından habersiz olduğunu söylemektedir. Zaten filmde bıktırıcı bir şekilde halüsinasyon deneyimleri gösterilmektedir.
Adrenochrome hormonu yaşlanmayı yavaşlatmasıyla biliniyor. Ancak eğer bu kullanılıyorsa düzenli olmak zorunda yoksa tam tersi bir etki yapıyor, daha da hızlı yaşlanıyorsun yani. Bathory (2008) filminde de işlendiği gibi bunu ilk keşfedenlerden Erzsebet Bathory 17. yüzyılda genç kızları öldürüp kanlarıyla duş alarak gençliğini koruduğunu düşünüyordu. Bram Stoker’in ilham kaynaklarından birisi de Bathory’ idi.
Son yıllarda bizim ülkemiz de dahil birçok yerde küçük çocukların kaçırıldığı haberleri yaygınlaştı. En son önceki seneki depremden sonra bunları yoğun bir şekilde duyduk. Söylentilerden biri organ kaçakçılığı, diğeri istismarken bir diğeri çocukların kanının kullanılmasıydı. Rivayete göre adrenalin için çocuklara işkence yapılıyor adrenochrome bu şekilde oluştuktan sonra kan alınıyordu. Bu hormon korkuyla ortaya çıkıyordu lalettayin değil yani.
Tekrar ele geçirildiği söylenen maillere geleyim. Gönderilerde insan kaçakçılığından, çocuk istismarına kadar şifreli şeyler olduğu öne sürüldü. Söylentiler ortalığa saçıldı, Washington’daki "Comet Ping Pong" pizzacısına verilen siparişlerin aslında şifreli bir şekilde yollanan talepler olduğu iddia edildi. Verdiğin kodla ve şifreyle istediğin kızı, ya da erkek çocuğunu, yine istediğin kanı sipariş veriyordun onlara göre. Birkaç gün sonra Edgar Maddison Welch adlı aşırı sağcı birisi bunlardan etkilenerek Kuzey Karolina’dan gelerek bu pizzacıyı basar, tüfeğiyle ateş etmeye başlar. Alt katlara inerek kapıları açar, biri kapalı olduğu için kuşkulanır silahıyla kapıyı parçalar, hala hapsedildiği söylenen çocukları aramaktadır. Bulamaz tabiatıyla. Welch eyaletler arası silah taşıma yasasına muhalefetten ve diğer suçlardan 4 yıl hapis cezası aldı. Adalet bakanlığının sayfasında yer alan dava notlarında hâkim Ketanji Brown Jackson verdiği cezada "Bu davadaki pervasızlığın boyutu nefes kesici" diye şaşkınlığını ifade ediyordu. Haklıydı da bu tür işleri yapanlar bizim ülkemizde de sık sık gördüğümüz şekilde kendilerini ülkedeki ideolojik, dini ve kültürel hegemonik güç olarak görüyorlardı zira.
Birkaç yıl sonra serbest kalan Edgar Maddison Welch tekrar ülke gündemine başka bir şekilde girdi. Welch, Mart 2020'de serbest bırakıldıktan sonra denetimli serbestlik şartlarını yerine getirmediği gerekçesiyle tekrar arandı. Kuzey Karoline’de kolluk durdurmasına karşı silahını çekince polisler onu ağır yaraladı, daha sonra hastanede hayatını kaybetti. Welch’in aranması-bulunması sürecinde biraz daha ihtimam gösterilmesi bu komplo teorilerini besledi elbet.
Comet Ping Pong pizzanın sahibi ve çalışanları sürekli ölüm tehdidi aldı. Trump fırsatı kaçırmadı, şu anda da devam ettiği aşırı sağ komplo teorilerini yaratanların başını çekti. Bir yıl sonra QAnon komplo teorisine göre Trump uluslararası bir pedofil örgütüne karşı savaşıyordu. Amerika’nın yarattığı Yahudi, pedofili, demokrat parti, satanizm hepsi bir araya gelmişti, daha ne olsun.
Scientology tarikatının bir çeşit Nietzsche’nin üst insanı gibi olan Operating Thetan’ı Tom Cruise’de gençliğini tarikatın kendine aktardığı mistik güçlere değil, rivayete göre buradan çocuk kanlarından edindiği adrenochrome hormonuna borçluydu. Pandemi döneminde bu akış akamete uğradığı için hormon temininde güçlükler yaşandığı öne sürülmüştü. Ünlülerin bir yıl önceki ve şimdiki hali fotoları inanılmazdı, komplo teorisi inandırıcı oluyordu yani. Sanatçılar ve politikacılar -eğer fotolar üzerinde oynamalar yapılmamış ise elbet- zombiye dönmüştü. Yani meşkuk durumlar da söz konusuydu hani.
Sonrasında Epstein-Maxwell olayıyla ortalık yine karıştı. O da başka bir yazıda artık.
DİPNOT
(1) “Vay canına, Twitter, Google ve Facebook Clinton'ın FBI ceza soruşturmasını gömüyor. Çok sahtekâr medya!”