“Münih Güvenlik Konferansı” 1963 yılından beri düzenlenen özellikle NATO üyesi ülkelerin buluştuğu ve “Berlin Duvarı” yıkılışı sonrası, kendini yeni üyelere ve katılımcılara açan jeopolitiğin ve özellikle “güvenlik politikaları”nın konuşulduğu bir düşünce kuruluşu (think thank) platformu. Mottosu, “Diyalog Yolu ile Barış” olan 61. Münih Güvenlik Konferansı, 14-16 Şubat 2025 tarihleri arasında Almanya'nın Münih kentinde gerçekleşti.
Günümüzde “Uluslararası Kurallara Dayalı Düzen”in yıkılma tehlikesi altında olduğunu ifade eden politika analistleri bu görüşleri doğrulayacak yığınlarca veriye sahip olmakta.
Münih Güvenlik Konferansına yansıyan bazı katılımcıların görüşleri şu şekilde: Brezilya Devlet Başkanı'nın baş danışmanı Celso Amorim, "eski düzene yas tutmayı değil, yeni düzeni inşa etmeyi.
Gana Devlet Başkanı John Mahama, "Artık tek kutuplu bir dünya değiliz. Köprüler yakılırken, yeni köprüler kuruluyor”.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, "Çok kutuplu dünyada kurallar veya bariyerler yoksa, bu kaos demektir. Bu öngörülemezliktir, bu şiddettir".
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, açıklamasında Çin'i değişen dünya düzeninde "bir kesinlik faktörü" ve "istikrarlı bir yapıcı güç" şeklinde görüşlerini ifade etmişler.
Evanjelik Protestanlık ile Katolik teolojisi arasında savrulmalar yaşayan ABD Başkan Yardımcısı, James Vance politik görüşlerinin şekillenmesinde dini nitelikli radikal yıkıcı unsurları bulmak mümkün. Münih Güvenlik Konferansında Avrupalı müttefiklerine "demokrasi dersi” vererek şu görüşleri ifade etmiş:
"Washington'da artık yeni bir şerif var!"
"Avrupa'ya karşı en çok endişelendiğim tehdit, Rusya, Çin veya başka bir dış aktör değil; endişelendiğim şey, içeriden gelen tehdit." Vance, "Bu büyük soruları sandıkta karara bağlamak demokrasinin işidir. İnsanları reddetmenin, endişelerini görmezden gelmenin, daha da kötüsü, medyayı ve seçimleri kapatmanın veya insanları siyasi süreçten dışlamanın hiçbir şeyi korumadığına inanıyorum."
Bu düşüncelerinde belirgin iki uyarı var: Biri 6 Aralık 2024 tarihinde Romanya Anayasa Mahkemesi Rusya'nın müdahalesi iddiaları nedeniyle ikinci turun yapılacağı cumhurbaşkanlığı seçimini iptal etmesi ki Rusya aşırı sağcı ve komplo teorisyeni olarak bilinen Calin Georgescu’yu desteklemiştir. Bir diğer uyarı ise ABD yeni yönetiminin göz bebeği olan “Almanya İçin Alternatif”e olan desteği.
Bu sözlere karşılık olarak Olaf Scholz,"Bir daha asla. Faşizm, ırkçılık, saldırı savaşına bir daha asla. Bu yüzden ülkemizdeki ezici çoğunluk, Nasyonal Sosyalizmi yücelten veya haklı çıkaran herkese karşı çıkıyor" demiş.
Küresel sistem nasıl bir güç formasyonuna sahip, ona bakma gerekir “tek kutupluluk”, “iki kutupluluk”, “çok kutupluluk”, “kutupsuzluk” konusunda keskin bir ayrım yapmak mümkün görünmüyor.
“Münih Güvenlik Raporu 2025”te ise şu düşünceler vurgulanmakta: “Dünya çapında çok kutupluluk, karışık duygular uyandırıyor. İyimser okuma, daha kapsayıcı küresel yönetim ve uzun süredir birçok kişi tarafından aşırı baskın bir güç olarak görülen Washington'a yönelik daha fazla kısıtlama için fırsatları vurguluyor. Kötümser okuma da, çok kutupluluk düzensizlik ve çatışma riskini artırıyor ve etkili iş birliğini baltalıyor.”
Münih güvenlik konferansında özellikle Avrupa ve ABD arasında esen soğuk rüzgâr çok kutupluluk mu kutupsuzluk mu belirsizliğini güçlendiriyor. Bu konferansa ilişkin şunu vurgulamak mümkün: Kutup sınıflandırmalarının üstünde bir reel politik gerçeklik unutulmamalıdır ki küresel güç eşiğini tüm boyutlarıyla aşan iki ülke var: ABD ve Çin. Trump: 2.0 uluslararası anlayışında “kural temelli liberal düzen”e son verirken, “kovboy dipomasisi”nin defterini yeniden açar.
Dünya bu yeni kaotik ortamda, birçok yerde tektonik etkilere dayalı “politik sürpriz”lere de açık olacak gibi…