Sizi yine en çok sömürdükleriniz, en çok iliğini kemiğini emdikleriniz, en çok sırtına bindikleriniz savunur olacak. Bir daha sömürün. Kaldırırlar.
Bu ülkede "Yeni Doğan Çetesi" diye bir grup cani türemiş, sırf maddi menfaat için yeni doğmuşları gözlerini kırpmadan öldürmüşler ve bu mesele ancak bir savcı tehdit edilince ayyuka çıksın, devlet bu olayı halkından tam 18 ay saklasın, mesele ortaya çıkınca da toplumun kılı bile kımıldamasın.
Yav bir tane protesto, bir tane istifa, bir tane onurlu bir şey... Ne olduğunun önemi yok, olmadıysa artık bundan sonra hiç korkmayın.
Bu ülkenin tüm ormanları yansa, bir tane ağaç kalmasa, kül olmadık; bir yaban hayvanı, börtü, böceği, çiçeği kalmasın hayatta; tüm zeytinler sökülse, kömür çıkarmaya namzet kepçelerle, ağzımızdan bir damla zeytinyağı girmese; sokakta hayvan bırakılmayıp hepsi katledilse; bir Allah'ın kulunun diploması gerçek çıkmasa; yüz binlerce vatandaşlık, diploma, iş, makam, mevki, unvan para ile verilse... Hiç korkmayın.
300 bebeğine ses çıkaramamış toplum, bunların hiçbirine bir şey yapmaz. Yapamaz.
Ondan sonra da halkı aşağı görüyor derler.
Önünde sıralı unvanlar, omuzlarında yıldızlar, önlerinde payeler olan kerli ferli insan müsveddeleri, zeytinine sarılan bir köylü kadının tırnağı bile olamaz.
Bu ülkede sayıları az da olsa, onurlu bir grup insan kaldı.
Kimi doğasını koruma derdinde, kimi deresinin, kimi ağacının peşinde. Kimi sokakta hayvanlar öldürülmesin derdinde. Az bir grup işçi emeğini alsın diye kendini paralıyor. Yine az bir grup namusluca, olabildiğince işini iyi yapma derdinde.
Gerisi bir aptal sürüsü.
Kendi aptallıklarının farkında bile olmayan, yeni doğmuş bebeklerinin ölümüne ses çıkaramamış ve belki haberdar bile olmamış bir canlı yığını.
Boş verin ağalar!
Biz “skandal” desek de siz kulak ardı edin.
Kifayetsiz muhterislerinizin duvara asacak diplomaları olsun.
Bundan önce bir yaptıysanız, bundan sonra on yapın.
Çünkü bunlara hiçbir şey olmayacak. Bari çalmışken tam çalın, vurmuşken tam vurun voleyi.
Hiç aldırış etmeyin.
Yüzünüzün kızarması bitmiş, hırsız Yavuz misali, suçlayın başkalarını.
“Fakir, çalmayı bilmeyendir.” deyin, misal.
Daha fazla yapın ağalar.
Bu millet kaldırır.
Üç yüz bebeği para için öldürülmüş ve sesini çıkaramamış bir insan yığını var karşınızda. Kuşatın eyerleri, binin sırtına.
Ne taşımadı ki bu insan yığını, daha fazlasını taşıyamasın?
Korkmayın.
Daha fenasını yapın.
Hiç acımaz.
Bakın, en fukarası sizin hırsızlığınızı savunacak.
En garibanı, “Yapmışlarsa bizimkiler yapmış.” diyecek.
En safı, “Ee, n’olmuş ki, her zaman oluyordur.” diyecek.
Sizi yine en çok sömürdükleriniz, en çok iliğini kemiğini emdikleriniz, en çok sırtına bindikleriniz savunur olacak.
Bir daha sömürün. Kaldırırlar.
Hiç çekinmeyin efendiler!
Soruşturma öyle ya da böyle bir iki kurbanla kapatılır.
Milletin Meclisi’nde araştırma önergesi, malum partilerin çoğunluk oylarıyla hemen oracıkta reddedilir.
İki üç gün cezaevinde de görünün, arka kapıdan salsalar kimsenin ruhu duymaz.
O yüzden efendiler, gemi azıya alın, vurun kırbacı...